Bir çocuk düşü gibi - Garip Çoban

Eğer ağlayıp gülemiyorsan ah çeke çeke yarinle.
Kapalı s/özlerden bir şey anlamadınızsa.
Gelecek biraz gerçek, biraz düş olur.
Eğer bu size göre değilse.
Bu belki de benim, belki de O.

Sevginin aşkagötürdüğü doruk noktalarından hemen çekileceğim.
Evinizdeki eşyalar gibi başkalarına mutluluk vermek için değildir.
Birbirimizi sevmekten b/aşka bir şeyimiz yok.
Bunun için huysuz ve tatlı bir kadınsa duygularınız.
Bu belki de benim, belki de O.

V/ar’sa!..
Dünyayada ahirettede sevinç kaynağı olabilecek dualar hep gönül nağmeleri olur.
Ve belki de şu anda bahçe beni bekliyordur gökyüzünden selam getiren melek.
Kendi kendine duygularını yalnızlığa b/astıranın duaları ruha değil ele karışır.
Bu belki de benim, belki de O.

Aradığın aşkı sende düşünüyorsan.
Sadece bir birini seven suret vardır.
Hatırladıkların b/eklenmedik misafirse şems vaktinde.
Mutluluğun ta kendisi olmaya adaysın.
Bu belki de benim, belki de O.

Senden uzaklardan bir ses, bir şey daha var diyorsa.
Bilki, senin için ne yapabilirim diyen aklar vardır yıllardan.
Garip başımda geç vakit.
Bende böyle kendimi Yalvaç kılmaya.
Bu belki de benim, belki de O.

Görülmezi gören kılmaya çalışıyorum duaları.
Sevgisi baldan tatlı olan gecenin sahibiyle.
Ve sefiller sefili düğüme üfleyenlere rağmen.
Kaderdir burada b/aşka bir resim, sensiz bensiz.
Bu belki de benim, belki de O.

Buradan paçanı nasıl kurtaracağını bilemiyorum.
Ve Ozan gerçekse mektubunda.
O saatteki gülüştür harflerin duası.
Bir yolculuk sonunda buluşunca yürekler.
Bu belki de benim, belki de O.

Cümlesi amin der.
Ne sonu, ne başı olan yüreğin şiirine.
Üşüyüp titreyenleri bir düşün!..
Korkuyorum şems vakti ince ince esen yelden.
Bu belki de benim, belki de O.

Kusurları arayanların uyku halini getirir.
Tas ordan gölge vardığında.
Bir gizli yol bergüzar mecnuna duada.
Leyla’ya Gülizar olan haller iki şey.
Bu belki de benim, belki de O.

Bilki her kalbe Nur iner.
Ve ağyar!..
Hüküm bu, turnaların yolculuğu gibi.
Lakin o kalbi masiva’da.
Bu belki de benim, belki de O.

Nerede duruyorsan miracın için.
Ve ağyar ile dolu bu gönüldeki örs.
Vardığı menzilde yollar çığlık çığlığa.
Ve heva - heves arasında çoğalınca engeller.
Bu belki de benim, belki de O.

Bir kabir başında O’nun senden istediğidir.
Aç yüreğini bir duaya.
O zaman etrafa değil kendine bak.
En hayırlısı, işte o an.
Bu belki de benim, belki de O.

Bir gülün etrafı dikendir, hardır.
Kapalı alan mı dünya!..
Aslında çoktandır örtüyordu yalnızlık duaları.
Bulutlar gökyüzünde güneşi kafaya takmış, yıldızlar seyirde.
Bu belki de benim, belki de O.

Ve öte yandan bir bir düşüyordu bedenler.
Yıldızlar örtülü bir çukura.
Hanidir bildiğimiz her bir renkteki aşk.
Parıldıyor kar taneleri,
Bu belki de benim, belki de O.

Ve dökülmüş yaprak gibi titriyor bacası tütmeyen evlerde yaşayanlar.
Ürkek bir adımla korku yamaçlarında insan insanın.
Okuduğumuz kitab-ı Adem ve mahlukat.
Bir yumruk indirerek bizi uyandırmıyorsa ne işe yarar?..
Bu belki de benim, belki de O.
(Y.ed - Engin Demirci)