Bir Çocuğu Mutlu Etmek Şiiri - Hikmet Ça ...

Hikmet Çavdar
22

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bir Çocuğu Mutlu Etmek

Sakarya İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, Toplumun ve bireyin sağlığı ile ilgili; farkındalık ve kontrol, yeteneklerinin arttırılması, halk sağlığının korunması ve geliştirilmesinin sağlanması, hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesine yönelik, T.C. Sağlık Bakanlığı’nın çalışma ve kampanyalarından toplumun ve bireyin daha fazla bilgi edinmesi amacıyla,

Sakarya’da hayata geçirilen “Sağlıklı Yaşam araçları” projesine ilişkin faaliyetler kapsamında Kent Meydanında kura ile 10 adet bisiklet dağıtacak anonsunu duydum ve o yöne yöneldim ve bir adet kura bileti aldım.

Kent Meydanında, Kura çekimini beklerken Ziraat Bankası önünde Yenihaber Gazetesi editörlerinden çok sevdiğim kardeşim Mustafa Kaya karşılaştım.

Mustafa o gün gazetesinden haftalık izne çıkmış. Mustafa o güleç yüzü ile Hikmet amcam ne neler yapıyorsun diye sordu.

Bende Sakarya İl Halk Sağlığı Müdürlüğü kura ile bisiklet dağıtacak diye cevap verdim.

Ve devam ettim, kısmet olur da bisiklet bana çıkarsa, Yenikent İmam Hatip ortaokulunda okuyan komşumuzun kızı Büse’ye hediye etmek istiyorum dedim.

Buse ve ailesini yakından tanıdığım için bisiklet alma güçleri yoktu. Oysa mahallede Buse yaşıtları bisiklete binerken onları izlemekle yetinirdi. Arkadaşları yorulursa bekli Büse’ye bir tur attıralardı..

Onun için bisikletin bana çıkmasını çok istiyordum. Buse’nin çok sevineceğini çok biliyordum.

Mustafa kardeşim ile Ziraat bankasının tretuvara oturduk sohbet etmeye başladık.. Mustafa kardeşim bir yandan benimle sohbet ederken bir yandan da birileri ile yaşıyordu..

Hikmet amcam,.o kura makbuzunu başka birine ver, Büse’nin bisikleti yarın evine gelecek dedi..Şaşırdım.
.
Bisikleti bir iş adamının alacağını ama isminin kesinlikle açıklamasını istediği de bana söyledi.

Bir gün sonra bisiklet hayırsever iş adamının şöferi ile eve geldi..

Kızımıza bisiklet teslim ettik.

Ben hayırı yapan iş adamını tanıyorum. Yeri zamanı geldiği zaman ismini açıklamaktan çekinmem…

Çocuk yüreği kadar saf ve çocuk yüreği kadar değerli bir şey olmadığı gibi o yüreği sevindirecek kadar güzel bir şey de yoktur.

Bu İş adamı da bu çocuk yüreğini sevindirmiştir…

Buse kızım adına kendisine ve Mustafa Kaya kardeşime teşekkür ederim her ikisinden de ..Allah yazı olsun..

Bir bayram sabahı Sevgili Peygamberimiz, yolda giderken oynayan çocukları görür.

Bütün çocuklar oynamakta fakat bir tanesi üzüntülü bir şekilde diğerlerinden ayrı bir tarafta bulunmaktadır. Üzerindeki elbiseler yırtık pırtıktır.

Peygamberimiz çocuğa yaklaşır ve sorar:

- Evladım bu halin nedir'? Niçin üzüntülü ve ağlamaklısın?

Peygamberimizi tanımayan çocuk der ki:

- Amca, beni yalnız bırak. Benim babam Peygamber ile savaşırken şehit oldu, Annem başka bir adamla evlendi. O adam da beni kabul etmiyor. Şimdi yiyecek-içecek bir şeyim ve kalacak bir yerim yok. Anası babası olan bu çocukların hallerini gördüm de kederlendim onun için ağlıyorum.

Peyamberimiz çocuğun elinden tuttu ve dedi ki:

- İster misin, senin baban ben olayım. Annen Aişe olsun, Fatıma kız kardeşin, Ali amcan olsun?

Bunun üzerine, konuşan zatın Allah'ın Rasulü olduğunu anlayan çocuk:
- Nasıl istemem Ya Rasulüllah. dedi.

Hz. Peygamber onu evine götürdü; yedirip içirdi.

Güzelce giyindirdi. Üzüntüsü giden çocuk sevinç içinde diğer çocukların yanına gitti. Biraz önce üzüntü içinde gördükleri bu çocuğun neşeli haline şaşıran diğer arkadaşları:

- Sen biraz önce böyle değildin. Sana ne oldu? dediler.

Çocuk:

- Açtım doydum, çıplaktım giyindim, babam yoktu Rasulüllah babam oldu. Aişe annem, Ali amcam Fatıma kız kardeşim oldu, diye meseleyi anlattı. Bunun üzerine buna gıpta eden diğer çocuklar:

- Keşke bizim de babamız da şehit olsaydı da, bizim de babamız Hazreti Rasulüllah olsaydı, dediler.
Bu çocuk Hz. Peygamberin vefatına kadar onun yanında kaldı. Peygamberimiz'in vefatında, ağlayarak:

- İşte esas şimdi tam yetim kaldım, diye başına toprak saçıyordu.
Peygamberimiz'in vefatından sonra bu çocuğu Hz. Ebubekir Efendimiz himayesine almıştır.

Eskiler derlermiş ki "Annesi babası olmayana yetim denmez. Esas yetim ilim ve edepten mahrum olan kimsedir."

Bu da işin başka bir cihetidir. İlmi ve edebi olmayanın anne-babası olsa da, dünyada en mühim eksikliği o çekmektedir.

''Cennette büyük bir köşk vardır. İsmi ferah evidir. Buraya ancak çocukları sevindirenler girer.'' (Hadis-i Şerif)

Hikmet Metin Çavdar

Hikmet Çavdar
Kayıt Tarihi : 14.7.2017 00:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hikmet Çavdar