kalk dedi;
kalk gidelim daha fazla yorulmadan bu çile denizinde,
daha fazla kaybolmadan bu keder dehlizinde...
oysa ben çakılıp kalmıştım gözlerine,
kımıldayamıyordum yerimden.
kanım çekiliyordu sanki,
gitme diyordum, ne olur gitme benden.
bir beyaz hüzne sarılmıştı üşüyordu,
sabırsızlıkla gitmek istiyordu,
çekiştiriyordu beni; "hadi kalk" diyordu,
yerimden kalkarsam düşecektim, ölecektim
bu bana zor geliyordu
isyanını farkettim avuçlarında sıkarken,
dişlerinin arasında küfürler vardı,
korkuyordu dökülür diye konuşurken.
bu yüzden yutkunuyordu sürekli,
kalk diyordu sadece, kalk gidelim.
gözlerini yerden kaldırmıyordu,
ayak uçlarıyla parke taşlara vuruyor,
hiç bir şey duymuyor, konuşmuyor, görmüyordu,
kalk diyordu, kalk gidelim,
bir çocuk hezeyanıyla,
yalvaran bir ses tonuyla...
tükenmişti artık, yorulmuştu,
bitmişti dünyaya olan sevgisi inancı,
aldığı her nefes zehir oluyordu ciğerlerine,
çok gelmişlerdi üstümüze memur bey, çook;
bütün dostlarımızın gözlerinden ihanet yağıyordu üstümüze,
velhasılı memur bey;
ben korktum kalkamadım yerimden,
önce derinden bir ah çekti,
bakmadan yüzüme sende mi dedi sende mi,
sonra bir ok gibi fırladı attı kendini köprüden...
şimdi memur bey;
bir intihar değil bu, cinayet diye düşün kayıtlara,
bütün dostları katil,
ve ben celladıyım,
vurun kelepçeleri koluma vurun, alıp götürün beni
deli değilim ben merak etmeyin,
bir cinayetin itirafıdır bu; gözardı etmeyin...
Kayıt Tarihi : 26.5.2013 14:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!