Bu gece efgarlıyım bilinmez züll yarası
Suskun olan ruhuma libas biç benim için! ..
Cana işlemiş sancı silinmez dil yarası
Bir kuş ol var Kabe'ye zemzem iç benim için! ..
Âşk şerbeti içmişim yudum yudum kanarım
Bollukta ve darlıkta Mevlâm seni anarım
Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...
Garip, güzel, sonra mahzun
Devamını Oku
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...
Garip, güzel, sonra mahzun
Her gün çiçekler açıp bir yastıkta solalım. Ecel vaktinde bile aşktan murad alalım. Ellerim ellerinde sonsuzluğa dalalım. Ufuklara uçalım kalbin aç benim için! ..
TEBRİKLER YÜREGİNİZİN SESİ HİÇ SUSMASIN KALEMINIZ KAİM VE DAİM OLSUN
DEĞERLİ KARDEŞİM, CANDAN KUTLARIM YÜREK SESİNİ.SAYGILARIMLA.
Dilekler güzel, özü, sözü güzel. Okudum kendimden geçerek ve tüm güzel dileklere amiiiin diyerek, kutlarım kızımın kalemini, yüreğini sevgiler canım.
MANEVİ Sevda yürekte yaşatılır yürek ise kalem olur şiir olur akar sayfalara
USTA KALEMİ KUTLUYORUM
Cennet ve Cemalullah
Hamd Allah tealayı övmek, şükür de O’na teşekkür etmektir! Allah’ın verdiği sayısız nîmetlerden dolayı Hâlık’ı zü’l-celâle teşekkür etmek her insanın vazifesidir.
Hamd; mü’min için büyük bir ibâdettir. “Tövbekarlar, ibâdet edenler, hamdedenler…” (Tevbe Sûresi, 112) âyetiyle mü’minler hamd ve ibâdet vasıflarıyla medholunup müjdelenmişlerdir.
Allah’a şükür hem lisan hem kalb hem de bütün beden ile olur. Ayrıca maldan tasadduk ederek şükretmek lâzımdır. Şükür nîmeti artırır.
Cenâb-ı Hak: “Eğer şükrederseniz ben de ziyâdeleştiririm.” (İbrahim Sûresi, 7) buyurmuş.
Hazret-i Peygamber Efendimiz, şükretmek için uzun uzun namaz kılmış, rükû ve secdeler yapmış, kendinden geçmiş de rûhunu teslim etmiş sanmışlar “Ben de Rabbime şükreden bir kul olmak istiyorum.” buyurmuşlardır. Onun için ibâdetlere devamlı olmalı ve Allah’a şükürden geri kalmamalıdır.
Cenâb-ı Hak cümlemizi hakkıyla şükretmeye muvaffak kılsın. Âmîn!
•
Mü’minler cennete girince, herkes hiç şaşırmadan kendi makamını, kendi kürsüsünü bulur ve doğruca oraya gider. Cenâb-ı Hak cennette herkese mutlaka bir kürsü vermiştir, her mü’min hangi kapıdan gireceğini, hangi yoldan gideceğini, hangi kürsüye oturacağını hiç şaşırmadan bilir.
Cenâb-ı Hak bütün hûri ve ğılmanlara emir verip hitâb eder:
“Mü’min kullarımı burada sürurlandırın! ” buyurur.
Bütün peygamberler makamlarına yerleşir. Evvela Dâvud (a.s.) ’a Zebur’dan bir parça okuması emrolunur, o da güzel sesiyle okur. Sonra her peygamber kendi kitabından okur, en son da Hazret-i Peygamber efendimize gelince, o da Kur’ân-ı Kerîm’den “Sûre-i En’am”ı okur.
Cennet ehli bunun tekrar tekrar okunmasını isterler, her gün okumağa devam olunur. Bu sûre Mekke’de ve bir günde nâzil olmuştur. Cenâb-ı Hak mü’minlere hitab eder: “Ya ibâdî,” Ey kullarım! “Ben kimim? Biliyor musunuz? ” Mü’minler hepsi birden: Sen Allah’sın, derler. Cenâb-ı Hak buyurur ki: Benim bir adım da Selam’dır, burada selamlaşın:
“Selam size! İyilik ve emniyet içinde girin oraya, orada ebedî kalın.” (Zümer Sûresi, 73)
“Selam size, selâmet ve emniyettesiniz, dünyada sabrettiğiniz günlere karşılık, işte ne saâdetli bir duraktır burası.”(Râd Sûresi, 24)
Cenâb-ı Hak yine hitab eder: Benim bir adım da Mü’mindir, emn ü eman veririm. Siz de mü’minsiniz ve emn ü emandasınız, emniyet ve selâmettesiniz.
Bundan sonra Cenâb-ı Hak cemâliyle tecellî buyurur ve mü’minler tam üç yüz sene Allah’ın cemâline bakarlar da gözleri kamaşmaz, gözlerini kırpıştırmaz ve bakmağa doymazlar.
Cenâb-ı Hak yine buyurur ki:
“Ey kullarım, ben sizden râzıyım, siz de benden râzı mısınız? ”
Mü’minler derler:
“Ya Rabbî! Bundan daha büyük nîmet mi olur ki, senden râzı olmayalım? Daha ne isteyebiliriz senden? Sana Hamd olsun.” diye sevinirler…
Cenâb-ı Hak da onlara:
“Haydi öyleyse makamlarınıza gidin zevcelerinizle görüşün.” der.
Bunun üzerine mü’minler koşarak makamlarına varırlar ve zevcelerini görürler, fakat bambaşka bir halde bulurlar ki onlar da nûra gark olmuşlardır, hem birbirlerine koşuşurlar, hem de şöyle konuşurlar:
– Sen ne kadar nûrlanmışsın, seni hiç bu kadar güzel görmemiştim.
– Ben de seni hiç görmediğim bir halde nûrlanmış ve güzelleşmiş gördüm, derler.
“Allah’a îmân etmiş ve ameli sâlih işlemiş mü’minlere ne saâdet, müjdeler olsun onlara, en güzel makamlar onlar içindir. Varılacak ne güzel yerlerdir.” (Râd Sûresi, 29)
•
Firdevs cennetinde bir vadi vardır ki oraya Mezid vadisi denir, oranın her yeri nûrdan minberlerle doludur. Cumâ günü olunca peygamberler o minberlere çıkarlar. Sıddîklar, şehidler ve sâlihler de zümrüt ve zebercetle süslü altın kürsülere çıkarlar, bütün cennet ehli de minberlerin etrafında toplanır. Hepsi birden Allah’a hamd ederler.
Allah Teâlâ mü’minlere:
“Size bugün başka bir ihsanım daha var! ” diyerek, Cemâliyle tecellî eder.
Bu Cemâl tecellîsine her hafta nâil olanlar vardır ki bunlar çocukluklarından ömürlerinin sonuna kadar Allah’a îmân, taat ve zikir ile yaşayanlardır.
Cemâlullâhı ayda bir defa görmek şerefiyle ikram olunanlar vardır ki bunlar da Allah’ın taat ve zikrine gençliklerinden bir kısmını isyanda geçirdikten sonra daha gençlik elden gitmeden dönüp de ömrünün sonuna kadar îmân ve zikirle yaşayanlardır.
Cemâlullahı seyretmeğe yılda bir kere mazhar olanlar vardır ki, onlar da ihtiyarlıklarında kulluğa başlamış kimselerdir.
İlk tecellîde olmak üzere bir defa görenler de vardır ki, bunlar ömürlerini isyanla geçirip sonradan tevbe istiğfar etmiş ve affolunmuş ve tövbeleriyle âhirete göçmüş olanlardır.
Cenâb-ı Hak cennette herkese müsâvî görünmüyor, herkesin haline, taat ve zikrine, îmân ve ameline göre kimine haftada bir, kimine ayda bir, kimine de ömründe bir görünür ki, dünyada bir an evvel îmân etmenin, taat ve zikre koşmanın lüzûmu anlaşılsın...
Cennet nerede?
Sual: Cennetin bildiğimiz gezegenlerden birinde olacağı mümkün müdür?
CEVAP
Bugün bildiğimiz bütün yıldızlar ve gezegenler birinci kat semadadır. Semalar ise yedi kattır. Diğer katların ise bilinen bu semadan çok büyük olduğu bildirilmiştir. Cennet hakkında Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bilgi vardır. Cennetin genişliğinin yer ile göğün genişliği kadar olduğu Kur'an-ı kerimde bildirilmiştir. (Hadid 21)
Bu durumda Cennetin gezegenlerde olması mümkün değildir. Cennet daha yukarı semalardadır. (Deylemi)
Sekiz Cennet
Sual: Sekiz Cennetin isimleri nelerdir?
CEVAP
1- Dâr-i celal,
2- Dâr-i karar,
3- Dâr-i selam,
4- Huld,
5- Meva,
6- Adn,
7- Firdevs,
8- Naim.
Cennet Köskleri
Dünyadaki güzellikler dünya sartlarinda ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar, yine de kaçinilmaz olarak pek çok kusurlari bulunur. Dolayisiyla dünyadaki en güzel kösk bile cennet kösklerinin yaninda son derece gösterissiz kalir. Herseyden evvel zamanin, dünyada sahip olunan pek çok güzellik üzerinde bozucu ve yipratici etkisi vardir. Örnegin herhangi bir kösk hiç kullanilmasa bile, kendi haline birakildiginda zaman içinde yipranir. Içindeki esyalar eskir, nem ve rutubetin etkisiyle küflenir, çürümeye yüz tutar. Dösemelerdeki dayaniklilik zamanla azalmaya, kumaslarin renkleri solmaya baslar. Ayrica esyalarin üzerlerini yogun bir toz tabakasi kaplar ve etrafi örümcek aglari sarar. Böylece bu gösterisli mekan zaman içinde yasanamayacak hale gelir. Cennet mekanlari ise tüm bu eksikliklerden, zamanin yipratici etkilerinden uzaktirlar. Kuran'da cennet kösklerinden bahsedilirken bu kösklerin altlarindan irmaklar aktigi, yüksek ve güvenli yerler olduklari bildirilir:
Iman edip salih amellerde bulunanlar; onlari, içinde ebedi kalicilar olarak, altindan irmaklar akan cennetin yüksek kösklerine muhakkak yerlestirecegiz. (Salih) Amellerde bulunanlarin ecri ne güzeldir.
(Ankebut Suresi, 58)
Bizim Katimiz'da sizi (Bize) yaklastiracak olan ne mallariniz, ne de evlatlarinizdir; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar baska. Iste onlar; onlar için yaptiklarina karsilik olmak üzere kat kat mükafaat vardir ve onlar yüksek kösklerinde güven içindedirler.
(Sebe Suresi, 37)
Peygamberimiz (sav) 'in bir hadisinde ise cennet köskleri söyle tarif edilir:
Gurfeler (cennet köskleri) kirmizi yakut, yesil zebercet (zümrüt) ve beyaz incidendir. Onlarda hiçbir kusur ve ayip yoktur. Cennet ehli bunlara, sizin gökte, dogu ve batidaki parlak yildizlara baktiginiz gibi bakarlar...
[Ramuz el-Ehadis-1, s. 225/6]
Hiç süphesiz Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanlari altindan irmaklar akan cennetlere sokar, orada altindan bileziklerle ve incilerle süslenirler; ordaki elbiseleri ipek(ten) tir.
(Hac Suresi, 23)
Incil'de de Allah'in ahiret yurdunda hazirladigi mekanlardan söyle söz edilir:
Biliyoruz ki, içinde yasadigimiz bu dünyasal çadir yikilirsa, göklerde Allah'in bize sagladigi bir konut, elle yapilmamis ve sonsuza dek kalacak evimiz vardir.
(Korintlilere Ikinci Mektubu, 5. bölüm, 1)
Cennet tasvirlerindeki zenginlige dair tüm detaylar, her döneme hitap eden, herkesin ittifakla begenecegi güzelliklerdir. Zenginlik ve ihtisamin simgesi sayilan yakut, zümrüt, inci gibi mücevherler herkesin sahip olmak isteyecegi çok degerli ve nadide taslardir. Bu yüzden cennet kösklerinin bu taslardan yapilmis olmasi, onlarin paha biçilmez degerlerini vurgulamak açisindan son derece önemlidir.
Bunlardan kirmizi tonlarinda saydam bir tas olan yakut, yeryüzündeki dört degerli tastan en nadir rastlananidir. Inci ise parlak, sedefli rengi, pürüzsüzlügü ve yuvarlak sekli ile fevkalade bir estetige sahiptir. Büyük zahmetler sonucunda elde edilen bu küçük parçanin olusumu da son derece özeldir. Istiridye içindeki küçük bir kum tanesinin etrafinin zaman içinde kalsiyum karbonatla kaplanmasi sonucunda böylesine göz alici bir güzellik ortaya çikmaktadir. Kuskusuz cennetle ilgili yapilan bu gibi benzetmeler, tarifler yine dünya kosullarina göre verilen örneklerdir. Bu, insanlarin ufkunun genislemesine, cenneti düsünmelerine vesile olmasi açisindan gereklidir. Ancak cennette bu güzellikler çok daha mükemmel olacaktir.
Cennetteki her detay en hosa gidecek güzelliklerle yaratilmistir. Cennet köskleri ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz (sav) bir baska hadisinde söyle buyurmaktadir:
Cennette bir kösk vardir. Etrafi burçlar (hisar, kule) , otluk, sulak yerlerle çevrilidir. Bes bin de kapisi vardir...
[Ramuz el-Ehadis-1, s. 125/5]
Söz konusu kösklerin güzelligine güzellik katan bir diger özellik ise bu kösklerin son derece görkemli mekanlar içinde olmalaridir. Örnegin yukaridaki hadiste de tarif edildigi gibi bazi kösklerin yesilliklerle çevrili olmasi ve su kenarinda yer almalari ayri bir güzelliktir. Bu köskler deniz sahillerinde, okyanus kumsallarinda, göl kiyilarinda, nehir yanlarinda, çaglayan bir selaleye karsi ve bunlar gibi hayranlik uyandiran yerlerde kurulmus olabilirler.
Ayrica hadislerde cennet köskleri ile ilgili söyle bir özellige daha dikkat çekilmektedir:
Cennette öyle köskler vardir ki, içindeki disindakini, disindaki içindekini görür...
[Ramuz el-Ehadis-1, s. 125/9]
***
Cennet esintilerini ruhunuzda duymanız dileklerimle, esenlikler üzerimize olsun...Amin...
Fatımâ Hümeyrâ Kavak
Kelimeler kelebekler gibi uçuşarak çok güzel bir armoni oluşturmuş. Ve ortaya çok güzel bir şiir çıkmış, şairin tüm içetenliğini yansıtan. Kim ne derse desin fondan gelen bir müzik eşliğinde okunan şiirdan insan daha bir haz alıyor. Bir de bu şiir ve müzik birbirine yakışmışsa, burada olduğu gibi. Tebrik ediyorum Fatıma Hümeyra Hanım. Selâm ve sevgiyle...
Hümeyram...Leylammmmm...ruhumun cennet kuşu..zemzemlere susuzum...yaralarıma merhem olsun kanat çırpışların...ey sevda kuşu......
Âşk şerbeti içmişim yudum yudum kanarım
Bollukta ve darlıkta Mevlâm seni anarım
Buğulu gözlerimle sevdigimi sınarım
Sevgi ibadet diye candan geç benim için! ..
Tebrik ederim üstadem..bu güzel dilerklere size ve kendime de amin diyorum..güzel dilekler ve tavsiyeler var..kutlarım efendim...
Her gün çiçekler açıp bir yastıkta solalım
Ecel vaktinde bile aşktan murad alalım
Ellerim ellerinde sonsuzluğa dalalım
Ufuklara uçalım kalbin aç benim için! ..
Yürekten kutluyorum harika bir şiir herzman beyenmişimdir sizin şiirlerinizi Rabbim daim etsin inş..selamlarrrr
Bu şiir ile ilgili 181 tane yorum bulunmakta