alel acele hışımla
kahveden içeri girdi
satılmış emmi suratla itip
ahşap iskemleyi çöktü üstüne
*
aahhh... ah ulan bana
bana yapılırmı bu be...
*
bunu hak edecek adammıyım ben
deyip söyleniyordu kendi kendine...
*
derken yusuf dayı bir yandan
çekine çekine yanaştı yanına
hayırdır satılmış neyin var noldu derken
*
satılmış irkildi birden tepesinde dikilen
yusuf dayıyı baştan aşağı süzüp
suratı kıpkızıl gözleri böngür böngür
yuvasından fırlayacak gibiydi sanki
*
de get allaaa.. sen nolacak
can dedik kardeş dedik oysa
adam bildik yıllarca
yediğimiz ayrı gitmezdi
güvendik bir dosta
*
o naaptı peki cümle alemin içinde
posta koydu bana be posta...
*
kanıma dokundu onurum
un ufak oldu dahası...
daha da varmı ötesi
*
dedikten sonra...hadi hadi
yusuf dayı git işine rahat bırak beni de
hadi sen geç otur köşene...
*
sonra yönünü garsona dönüp seslendi
Şşşttt...hey hooooppp... garsooonnn
Buraya Bak...Bi Çay...BiR ÇAY VER USTA
--------------------------------------------
önce masanın üstündeki elinin
parmaklarını birbirine kenetleyip
baş parmaklarını birbiri ardı etrafında
bir kaç kez turlattırdıktan sonra
yumruk yapıp masaya bastırarak
ayağa kalktı uzun boylu iri cüsseli
cesur gözü pekdi kimseye eyvallah etmezdi
satılmışın yusuf dayıya olan tavrına
davranışına bayağı bir içerlemişti nazif
*
Hafiften başını eğip sağ omuzunu düşürüp
satılmışa doğru yürüdü...
*
Ne o mesele nedir satılmış
belli ki için içine sığmıyor
bayağı bir hiddetlisin anlaşılan
ama bu böyle olmaz ki kardeşim
kimseyi üzüp de kahvehanenin
huzurunu bozmaya hakkın yok deyince
*
satılmış hiç oralı olmazmış gibi
yahu git başımdan deyip geçiştirirken
nazif kızardı kızdı iki elinin işaret parmakları ile
baş parmaklarını açıp satılmışın koltuk altına
yerleştirerek havaya kaldırdı satılmışın ayakları
yerden kesilmişti bir yandan hızlı adımlarla
kapıya doğru ilerlerken bir yandan da
söylenip duruyor... söyleniyordu
*
ulan ne çektiyse sizin gibilerin yüzünden çekti
ve hâlâ daha da çekiyor bu millet
*
bitmiyor bencilliğiniz
bitmedi istekleriniz
bitmiyor kızgınlığınız
bitmedi haset hırsınız
bitmiyor kargaşanız
bitmedi bir pireye
bin yorgan yakmanız
*
insanı sevmeyi
öğrenemediniz
şevkât merhameti
beceremediniz
siz tebessüm
gülmeyi gülücüğü
hiçmi bilmezsiniz
siz bozguncu güruhlar
siz artık yeter yetmeli
tek tek tükeneceksiniz
*
deyip kapıdan dışarı boş bir cuval misali
tuttuğu gibi fırlatıp attıverdi satılmışı
*
bundan sonra yeriniz artık burası
sizin gibi sevimsiz sevgisiz sabırsız
çekemeyen çelimsiz ne kadar varsa
kapıya konmalısınız vede konulacaksınız
dedikten sonra hızlıca kapattı kapıyı
*
...ve çay ocağına yönünü dönüp seslendi
Şşşttt...hey hooooppp... garsooonnn
Buraya Bak... Bi Çay... BiR ÇAY VER USTA
----------------------------------------------
çok geçmeden kahvehane kapısı
gıcırdayarak aralandı elinde bavulla
birisi dikildi kaldı kapıda biraz çekinerek
birazda utangaç bir uslûpla selam verdi
görünüşe bakılırsa bakımlı temiz giyimli
edebinde terbiyeli zarif biriydi belli ki
*
ben... ben dedi metin
yeni tayin edilen öğretmen
adım metin yılmaz burası
ilk görev yerim benim
malûm hava ve yol
şartlarından dolayı
saatler sonra ancak
gelebildim buraya
*
kısa bir tanışma faslından sonra
konuya girdi metin öğretmen
*
dedim ya burası
ilk görev yerim
ben hem öğretmeye
hemde öğrenmeye geldim
*
ben çocuklarınıza
okuma yazmayı
alfabeyi öğretirken
siz bana örf adetinizi
kendinizi kişiliğinizi
benliğinizin yanı sıra
ben daha genç torum
bilmem belki de sizden
adabı adamlığı öğreneceğim
deyince değinince öğretmen
ayağa kalktı hüseyin amca
*
Şşşttt...hey hooooppp... garsooonnn
Buraya Bak... Bi Çay...BiR ÇAY VER USTA
-------------------------------------------
...ve evet herşey
kötülüğün kıskançlığın
hırs haset hainliğin
neme lazım bencilliğin
şüphenin şüpheciliğin
zalim zulmün zalimliğin
kuşku ile kuruntunun
hak dururken kula kulluğun
bitip tükenmesi adına olsun
*
...ve herşey huzur barışın gelmesi
tüm yüzlerin tebessümle gülmesi
herkesin birbirini çıkarsız sevmesi
ülke için millet için gelecek için
herkesin tüm halkın elele vermesi
güzel günlerin gelmesi görülmesi
velhasıl içimizdeki umutların yeşermesi
boy vermesi olması olgunlaşması
ümidimiz dileğimiz temennimiz olsun
*
dedikten sonra nazif fırladı yerinden
çay ocaığına bir göz attı elini kaldırıp
Şşşttt...hey hooooppp...garsooonnn
Bi Çay...Ramazan Abiye... BiR ÇAY VER USTA
24 Mart 2020 Salı 17:15 - NRW / Almanya
Yazan : Ramazan Kocapınar
Kayıt Tarihi : 7.10.2020 01:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
O yılların birikimi olan 1000'e yakın yazılara imzasını attı Yazdığı şiirlerinin yanı sıra... Şivelerle Kaleme Alıp Yöre Ağzı Lehçesiyle Seslendirdi Her Birini Pazarcı Nine - Zalimin Zulmü - Tutumlu Cimri Kınalı Kuzu - Doğuda Doğan Sevda - Kuşlar ve Uçurtmalar gibi Türkiyenin 7 Bölgesinden Yöresel O Kısa Öykülerini... ve Yine Mükemmel Muazzam Bir Kısa Öykü Kaleme Aldı Bi Çay... Bi ÇAY VER USTA... Pek Yakında Bu Mekânda Sizlerle Bir Kalemim... Bir Kâğıdım ...ve Birde Çayım işte Benim Hayatım Onun Yeni kaleme Aldığı Bi Çay... BiR ÇAY VER USTA adlı Kısa Öykü Bu Mekânda Sizlerle
![Ramazan Kocapinar](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/10/07/bir-cay-ver-usta-oyku.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!