aşk masallarla anlatılmaya başlandı bize
herkes beyaz atlı prensini bekler oldu.
sonra büyüdük kliplerdeki o güzel yerlerdeki mutlu sevdalari görür olduk
dizilerdeki filmlerdeki bazen imkansız bazen çok romantik bazen komik dostane kadın erkek ilişkileri, aşkları...yani anlayacağınız ya beyaz atlı prensi bekledik yıllarca ya da dizilerdeki imkansiz tutkulu aşkları...
karşımiza çıkan insanları;bu o yakışıklı oyuncuya benzemiyor yok bu o ünlü gibi yeşil gözlü değil,o manken daha güzel o kadın daha zayıf diye diye tükettik bizi sevmeye çalışanları . biz mükemmelmişiz gibi karşımızda mükemmeli ararken sevmeyi unuttuk başkalarını...
bunun yanı sıra evliliklere de yansıdı sanal alem kurmacaları ,dizilerdeki çiftlere benzeme telaşları başladı. gerçek hayatta birbiri ile iletişimi bile olmayan insanların dizi,film,kliplerdeki hayatlarını kıskanır oldu,belki de bitmiştir nicesi bu sebepten dolayı. bunun yanı sıra süre gelen yapmacık bir hayatın vazgeçilmezi özel günler; yok tanışma yıl dönümü, yok sevgiler günü vs,sanki sadece o gün sevilecek aşık olunacakmış gibi.
Aslinda bilindik şeyler bu yazdıklarım benim kafama takılan nokta o güzel yerler insanın sadece insan olduğu için sevildigi ,insanların dış görünüşleri boyu posu için değilde güzel yüreği için sevildigi aşık olunduğu,birinin göz rengine değilde o gözlerdeki duygulara aşık olunduğu ,biri için şarkılar dinlemek yerine o kişinin kalp sesinin dinlendiği bir hayat neden olmasın...
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta