Adını Çakır koydu anası,
Doğan güneşin umutlarıyla.
Yaramazdı, ele avuca sığmayan
Çocuksu dünyası.
Ama kıyamazdı, kızamazdı hiç kimse,
Çakır gözlerin masumiyetine.
Gün oldu, sisler vurdu hayallerini,
Gün oldu, uçarcasına büyüdü düşleri.
Bir ağaç öldü on dördünde,
Aynı anda bir aşk.
Verildi zengin birine
Yasak bir şöhretin işleyişiyle.
Oysa ne hayaller büyüttü, ne umutlar.
Aynaların içinde.
Sokaklar yeşildi, sokaklar gül kokardı.
Ölünce koca Karun,
Kalakaldı ortada mahzun, yapayalnız.
Vuruldu dalgalar,
Sürüklendi kumlar.
İçinde çağlayan fırtınaların.
Eski bir hikayeydi o hayat.
Sanki hiç yaşanmamış.
Aldı başını şehrin en tenhalarına.
Çalıştı, çalıştı hep çalıştı,
Emekli olana kadar.
Tadına vardı karşı koymanın.
Ve belki yüreğinin öbür yanı.
Zar zor gelirken ay sonu,
Küçücük bir ev, kıt kanaat
Geçimini, yüreğini, yanına koydu
Demlenmeyen ömrünün.
Denizi görmeden okyanusa dalamazdı.
Alamazdı her istediğini gönlünce.
Kim bilir kaç yaşlı kadın!
Parayı düşünürdü, cebindeki.
Buzdolabını açarken.
Yemeğe mi vermeli, ilaca mı?
İkisine birden yetmez ki!
Ne arayanı, ne de soranı.
Yalnızca çiçekleri vardı,
Halden anlayan..
Acıları, mutlulukları,
Asılı kaldı,
Kirli saçaklarında tavanın.
Tam on gün, dile kolay tam on gün.
Bir deli rüzgar esti ıhlamur renginde
Tepkisiz gözlerle,
Çekyatın üzerinde, bir gece yarısı
Kurudu dudakları çöl gibi.
Solunca çiçekleri,
Duydu bütün mahalleli.
Vah, vah!
Yalnız geldi Çakır Kız, yaşamak için.
Yine yalnız gitti, penceresiz hücresine.
Bu hayat, onun değildi.
Kayıt Tarihi : 25.6.2006 00:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir Çakır Öykü Bu şiir, tamamen yaşanmışlıkların özetidir. O zamanlar gençliğin verdiği heyecanla yerimizde duramazdık. Kızlar küçük yaşlarda evlendiriliyordu. Ne çocuk, ne de genç olamadan. Bir arkadaşım vardı. Masmavi, deniz gözlü. Bir adı da çakır gözlü. Öyle derdi büyüklerimiz. Çakır ondört yaşına gelince, dikkatleri çekmeye başlamıştı. Her delikanlının rüyalarını süsleyen bir genç kız olmuştu. Hatta bazıları bana yalvarırdı onunla konuşabilmek için. Oysa ben deli fişeğin biriydim. Onları ya anlamaz, ya da anlamazdan gelerek alay ederdim. Çakır'a da anlatır, birlikte gülerdik. Onun da hoşuna giderdi beğenilmek. Ama bir Yalçın vardı ki, Çakır ona söz söyletmezdi. Zaman zaman beni alet ederek gizlice onunla buluşurdu. Ailesi durumdan şüphelendi. Beni söyletmek için çok zorladı annesi. Ama benden laf almak kolay değil tabi. Ancak çevreden fısıltılar gelmeye başlayınca Çakır'ın kaderi ters döndü. Altmış yaşında, karısı ölmüş ama çok zengin bir adamla evlendirildi apar topar. Beş ay evli kaldılar. Adam kalp krizi geçirdi ve öldü. Çakır'ı evden kovdular, beş parasız. Oysa o beş ay bolluk içinde yaşamıştı. Hatta ailesi bile bu zenginlikten nasibini almıştı. Çakır, kimseye boyun eğmeden çekip gitti. Sadece bana söyledi nereye gittiğini. Bir tekstil firmasında yıllarca çalıştı. Bir mektubunda ev sahibi olduğunu yazmıştı. 'Küçük ama benim' demişti. Ben de çok sevindim. Tek başına yaşamanın, zor olduğunu anlatır dururdu. Sabretmesini yazardım her defasında. Benden yaşça büyüktü ama öyle saftı ki. Zaman geçtikçe kesildi mektupların ardı arkası.Yeni evine taşındığı sırada ben de evlenip terketmiştim doğduğum yerleri. Sonradan duydum ki, hiç evlenmemiş. Emekli olduktan kısa bir süre sonra evinde ölü bulunmuş. Öldüğü on gün sonra anlaşılmış. Çiçekleri varmış cam kenarında. Hepsi kurumuş. Komşuların dikkarini çekmiş çiçekler. İşte böyle cıvıl cıvıl bir hayat son bulmuş. Kimsesiz, yapayalnız. Sevgilerimle.
tebrikler
saygılar
Bizimle paylaştığınız Çakır Kızın hikayesini ilği ve beğeni ile içim burkularak okudum. Yüreğine sağlık İyiki varsınız.
İsmail Aydoğmuş
Duydu bütün mahalleli.
Vah, vah!
Yalnız geldi Çakır Kız, yaşamak için.
Yine yalnız gitti, penceresiz hücresine.
Bu hayat, onun değildi.
Çakır kızın hayatını çalanlar ve o çalınmış hayat üzerinde sahte mutluluklar kuranlar nasıllar merak ediyorum doğrusu... İçim acıdı... Akatımınızdaki başarı için tebrik ediyorum... Zuhal Demiröz
Duydu bütün mahalleli.
Vah, vah!
Yalnız geldi Çakır Kız, yaşamak için.
Yine yalnız gitti, penceresiz hücresine.
Bu hayat, onun değildi.
şiir deki yaşanmışlık kendini fazlasıyla hissettiriyor ablam....kalemin ılıl ılış yüreğin susmasın..her daim sen yaz...bizlerde okuyalım o güzel yüreğinizi...dugular titretti yüreğimi...
TÜM YORUMLAR (33)