“çakıl taşı kadar özgür olmak isterdim” dedi
ayakları köpükler içindeydi,
adı denizdi ve kendisinin içinde duruyordu
sonra köpüklerini ayaklarının üstünde bırakarak
çekildi kendisinden, sürüklenen bir çakıltaşını
avuçları arasına aldı ve onu birşeylerden kurtarmış gibi bana baktı
“çakıl taşı kadar özgür olmak isterdim” dedi
“onun kadar özgürsün” dedim
sürükleniyorsun ve farkında değilsin sürüklendiğinin
sadece istemeden yuvarlanmanın belirsiz bir acısı
zaman zaman hızlandırıyor yüreğini
düşünmek istediklerini düşünüyorsun
ama bunlarla yetersiz hissediyorsun kendini
düşünemediklerin bir çakıl taşı kadar doğal ve çekici geliyor
sen de doğal ve çekicisin
ve onun kadar özgürsün,
ancak bir çakıl taşının olabileceği kadar
-ah, seni denizinde sürüklenmekten çekip aldıktan sonra
bir başkasının gözlerine seni kurtarmış gibi bakmak istemiyorum-
Kayıt Tarihi : 14.3.2004 22:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
demek alabildiğine hürriyet yok..bir çakıl taşı gibi sürüklenmek ,suya; takılmak ,kuytu bir köşeye ;uzanmak bir dostun yüreğine bir vakit sonra esareti duyumsatıyor... Hayata sıkı sıkıya tutunmak : bazan ihtiyaçtan bazan da zorunluluktan
incitiyor gibi bizi...
Belki de hayat incinmek, akıp gitmektir ... tutku ile başkaldırı arası birşey. KUTLARIM.
hala beyninin içindeyse bırak dışarı çıksın,senin kulakların duysun,görsün,benim de buradan okuyan gözlerim...Şiirler gittikçe içe kapanıyor.Biliyorum,denizin dalgalarına pek güven olmaz ama,sen çakıl taşını sürüklenmekten kurtardın,ya sesin,onu kim kurtaracak?
başarılar.
TÜM YORUMLAR (3)