Düşmanlar
Aç kurt sürüleri kadar
Vahşi ve çoktular…
Silahlıydılar tepeden tırnağa
Göz koymuşlardı vatanımıza
Vuruyor, kırıyor, yakıp yıkıyorlar
Öldürüyorlardı bebek kadın demeden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
UYUYUN HEMDE ÇOK DERİN UYKUYA DALIN,ZİRA SİZİN KADAR OLMASADA BU VATAN BİZDEN SORULUR.KALEMİN DAİM OLSUN ŞAİR ARKADAŞIM.
Çok içten çok saimi çok sıcak ifadeler
şiiri okurken su gibi takıntısız pürüzsüz
satır geçişleri mükemmel
finişe yaklaştıkca heyecanı artıran
bir paylaşım olmuş kutlarım şair yüreğini
Sizi unutamayız , hakkınız bizi vurur
Yazdığınız destanlar ,yeni nesile gurur
Bıraktığınız miras, emanet sağlam durur
Carığının ibine, kurban olduğum şehit ----------------------------------İbrahim Kurt
O kadar kahraman bir geçmişin mirasında yaşamak kolay değil bize emanet edilen her bir değeri gözümüz gibi canımız bahsına koruyup kollamak boynumuzun borçudur , bazı şiirleri bir dörtlükle özetlemek az gelir , sizi ve şiirinizi kutluyorum saygılar sunuyorum.
Kalemin kelamın yüregin var olsun Naime hanım. Böylesi yürekler oldugu sürece onlar hep huzurda olacaklar. Tebrikler duyarlı yürege...
Bizde iman vardı, güven vardı, güç vardı
Geldi…
Denizleri kıskandıran gözleriyle
Askerin işaret fişeği saydığı sözleriyle
Seslendi Kocatepe’ den o eşsiz Başkomutan
“Ya istiklal, ya ölüm” dedi, “ Hadi, hodri meydan.
***böylesine güzel böylesine gerçek bir şiiri heyecanla okudum. Şiirinizin bütünüyle anlamlı olduğunu biliyorum. bu bölümünü örnek aldım.beğeni ile okuduğum bu şiirden kutluyorum. selam size.
Sevgili Kardeşim Antolojinin sevgili kraliçesi Naime Özeren,
Yerinde ve zamanında kaleme alınmış, gönülden kopup gelen vefa damlaları ile duygu ve düşüncenin mısralara sel gibi aktığı, okunması ve okutulması gereken seçkin bir eser kaleme almışsınız.
Beğenerek ve duygulu kaleminize saygı duyarak okuduğum bu güzel şiirinizi tam puanım ve beğeni ile antolojime ekliyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımla efendim.
Dr. İrfan Yılmaz. BODRUM.
"Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" diyerek başlayıp, "geldikleri gibi giderler" sözüyle inancı aşılayıp, "ya istiklal ya ölüm" emriyle mücadelenin önemini kavrayıp, "ilk hedefiniz Akdeniz'dir" sözüyle düşmanı denize dökerek, faziletimiz olan cumhuriyeti bize kazandıran büyük önder Atatürk ve silah arkadaşlarını minnet ve saygıyla anarken, Allah'tan rahmet diliyorum. Yüreğine sağlık.
Çok güzel bir kuvvai milliye eseri beğeniyle haz alarak okudum bu güzel esernizi ve şahsınızı kutluyorum sağlık ve esenlikler diliyorum.
değerli bir şiirdi, kutlarım öğretmenim
Özgür yaşamanın..
Bağımsız devlet olmanın...
Yasama erkini kullanmanın...
Adalet dağıtmanın.. Hukuku üstün kılmanın bedeli vardır..
Bütün bu değerler, "SINIRLAR KADAR" iyi korunmalıdır..
İşte o zaman devlet, devlet gibi, ulus bir ve bütün olabilir..
Savaşlar, onurlu yaşamanın, bağımsızlığın ve özgürlüğün korunması adına elzemdir, zafer mutlak kazanılmalıdır...
Tıpkı 30 Ağustos 1922' de kazandığımız Büyük Zafer gibi..
Şiir, savaşın koşullarını ve zafere giden inançlı yolu iyi çizmiş.
Kutlarım Öğretmenim.
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta