Bir Büyü'dür Aşk... Şiiri - Gülücük Hatun

Gülücük Hatun
25

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Bir Büyü'dür Aşk...

Bir Büyüdür “AŞK”…

Güneşli bir sabah uyandığında aşık olmuşsundur. Gece uykusunun verdiği mahmurluktan mı yoksa yüreğinin yorgunluğundan mı bilinmez her yerin ağrıyor gibi yerinde doğrulmakta bile zorlanırsın. Tenin sıcacık, saçların omuzlarından aşağıda dağınık bir halde, kendine ne yaptığını anlamaya çalışırsın. Her şey farklı, eski anlamını yitirmiş yeni bir anlam kazanmıştır şimdi gözünde… Bir süre yatakta kalakalırsın, daha önce yüzünü hiç görmediğin bir adamı, nasıl olur da bu kadar çok düşündüğüne,kalbinin onun için çok daha hızlı attığına,sana bir kerecik sarılması için hayatta belki de her şeyden vazgeçebileceğine şaşarsın.

Bir büyüdür Aşk! İnsanın kendine yaptığı en tehlikeli büyü… Saatleri, günleri hatta sana ait olduğunu sandığın ve aldandığın tüm hayatını ve hayatındaki renkleri bir anda tam tersine çevirebilecek kadar güçlü bir büyü!

İlk aşk sabahı kalktığında yalnızsındır… Aşık olduğun senden çok uzaklarda, senden bihaber, yaşamını sürdürmektedir. Kim bilir belki de bir başkasıyla yatağını paylaşıyor, aynı bardaktan su içiyor, aynı işyerinde çalışıyor veya hayatına bir yön vermek amaçlı,kendince “doğru kişiyi” arıyordur,ve ne yazık ki senden bihaber,günler birbirini kovalıyordur.

Aklından bir an bile çıkmayanı, tutkuyu,aşkı, şevkati ve sevgiyi,hayattan beklediklerinle ve çabaladıklarınla tanıştırdığında kıskanırlar birbirlerini…Hayat paylaşamaz seni..Sevdiğin adamın umurunda değilsindir belki ama sorumluluklar ve zorunluluklar biryanda, asla söz geçiremediğin yüreğin ve tutkuyla sevdiğin adam diğer yanda hayat seni bir o yana bir bu yana çekiştirmeye başlar. Fırsatlar yaratırsın kendince, ona ulaşmaya, yanında olmaya,ona dokunmaya,bir saniye daha fazla gözlerinin içine bakmaya,ve gözyaşlarını yüreğine akıtarak,defalarca “seni ne de çok sevdim bir bilsen ah! ” demeyi bile denemek için yalvarırsın defalarca Tanrı’ya…

Bir büyüdür Aşk…Ve tıpkı paylaşıldıkça daha fazla anlamlanan her şey gibi, Aşk da paylaşıldıkça, karşılık buldukça daha da değerlenir,daha da büyür,daha da alevlenir ve en nihayetinde bir tutku oluverir Aşk… Biter derler senin için Aşk…Yüreğinde o ilk heyecanı,o ilk dokunuşu, o ilk öpüşü ve sıcaklığı asla kaybetmeyenler için daimdir,ve aşkla bağlı olan asla unutmaz…Reddedilse de,elinin tersiyle itilse de,gururu kırılsa da,her şeye rağmen aşk unutturmaz ve aşık olan unutmaz…Unutursun nasılsa derler,yol yakınken dönelim derler, öyle basittir ki sıcaktayken üşüyeni, tokken acıkanı,sağlıklıyken hastayı anlamamak.. nasılsa tüm bunlar işte, aşktan korkan,aşka inanmayan da aşık olanı anlamaz…Basit sevdalar peşinde koşar,sıradan,her zaman ki gibi, kurallarla donatılmış,herkesin övgüsünü kazanmış standart paketlenmiş sevdalardır onun müdavimi olduğu.. Meçhule gitmekten korkar, sevmekten korkar,sevilmekten de korktuğu kadar, her şeyi kadar’larla ölçer, mantık arar,aşkı da matematikselleştirir,içselleştireceği yerde…

Oysa ki adı üstünde; “Aşk” işte… Nerede, nezaman, insanı nasıl bir haldeyken yakalayacağı ve ne hale getireceği meçhuldür, kimbilir belki de en güzel yanı da bu’dur, aşık olunan şanslıdır ama aşık olan daha şanslıdır.

Ne yazık şu paketlenmiş standart sevdaların müdavimlerine! O heyecanı, o isteği, o tutkuyu, aşık olduğu insan için dünyayı bile değiştirmeye kalkanları asla anlamaz…Korkaktır. Oysa aşık olan korkmaz… Kuralları, düzeni, yaptırımları tanımaz…Ve ne ilginçtir ki dünyada biz insanlar için “Buluş ve İcat” diye nitelendirdiğimiz onca şey hep bir aşk uğruna keşfedilmiş, şartlar aşk için zorlandıkça ortaya çıkmış yenilikleridir.
Graham Bell’in telefonu icadından sonra ilk hattı sevgilisinin evine çekmesi, ve “ALO” sözünün sevgilisinin baş harflerinin kısaltılışı olması, ünlü kimyager Madame Curie’nin sırf aşık olduğu Pierre’ini kaybettikten sonra ona verdiği sözü tutmak için bilimsel araştırmalara devam etmesi sonucunda radyoaktiviteyi keşfi… ve uzayıp giden liste…Aşk uğruna biz insanların dünyayı değiştirebileceğimizin kanıtlarıyla dolu bir liste…

Aşk bir büyüdür! Edebiyatta, görsel sanatlarda, tarihte ve hatta politika da bile yerini almış, hep içimizde, hep bizimle yeşeren bir duygudur…Aşık olan korkmaz, kaybedeceği bir şeyi olmadığını bilir, aşkı uğruna dünyayı bile değiştirecek kadar mücadele gücüne sahip olduğunu hisseder.

Hissetmektir Aşk… Aşık olduğu insanı beş duyusuyla algılamaktır. Ah aşk…Gurur bırakmaz insanda…gözyaşı bırakmaz göz pınarlarında… Sabrı öğretir Aşk…Sabretmek ne içindir bilmediğiniz halde sabredersiniz..Kimbilir belki kumsalda masum bir yürüyüş, yağmur altında bir fincan kahve eşliğinde yapılacak bir sohbet, yoldayken içinizden geldiği için sevgilinin yanağına kondurulan küçük bir buse…sabretmek ne içindir bilinmez ama Aşk asildir…ve aşık olanı iyice asilleştirir…

Sizden başka hayatta her şeye inanmanızı ve tüm zorluklara göğüs germenizi sağlar. Aşk din,dil,ırk tanımaz…Esmer bir tende de bulursunuz aşk kalıntısını, mavi bir gözde de, tüm kutsal kitaplarda telaffuz edilmiştir “Aşk”…

Etiketi yoktur Aşk’ın…Kadın,erkek,yaşlı,genç,zengin,yoksul,zeki,aptal,bekar,dul,güzel,çirkin,müslüman,hristiyan…
Etiket konulmaz Aşk’ta..Aşkın asaletine yakışmaz, samimiyetine yaraşmaz böyle etiketlemeler Aşk’ın…

Aşk başlı başına çizilmiş bir resim,yazılmış bir şiir, bestelenmiş bir konçertodur. Aşık olana o resmi çizmek, şiiri mısralamak, konçertoyu bestelemek düşer…Aşık olunan ise kaçmakla meşguldür hep…Ya da başka bir deyişle hayatın en güzel duygusundan korkmakla, yeter sıfatlar aramaya, aşkı yaşamaktan daha çok, fon hesabı yapar gibi,aşkın hesabını yapmakla meşguldür.

Bir büyüdür Aşk! İnsanın kendisine yaptığı en tehlikeli büyü… Saatleri, günleri hatta sana ait olduğunu sandığın ve aldandığın tüm hayatını ve hayatındaki renkleri bir anda tam tersine çevirebilecek kadar güçlü bir büyü!

Bir büyüdür Aşk… Hayat zalimdir, kısadır ve adil değildir… Bunca
kötülüğün, savaşların, yıkımların, olumsuzluğun ve gözyaşının arasında,
onca külün içinde parıldayan değerli bir taş gibidir Aşk… Küle de batsa, çamurla da sıvansa, değerinden ve anlamından bir şey yitirmez Aşk… Doğru insana aşık olmak, atılan her adımı düşünerek atmak, aşkı maddi değerlerle yoğurmak,aşka ait, Aşk’tan olan değildir…Yalandır tüm bunlar…Samimi değildir…

Bir büyüdür Aşk! İnsanın kendisine yaptığı en tehlikeli büyü… Saatleri, günleri hatta sana ait olduğunu sandığın ve aldandığın tüm hayatını ve hayatındaki renkleri bir anda tam tersine çevirebilecek kadar güçlü bir büyü!

Aşk çeşitli şekillerde ve renklerde bulur insanları…Bir üzüm bağında, bir nehir kıyısında, kalabalık bir metropolde, belki de her şeyden uzakta bir dağ evinde… Hatta son yılların olmazı denilen,gerçekliğine inanılmayan ama aşık olunduğunda doğruluğu itiraf edilen sanal alemde bile bulur yakalayıverir insanı…Kimi zaman kırmızıdır aşkın rengi, bazen pembe, bazen beyaz..ve kimi zaman da yas tutturur, siyaha bürünür Aşk…

Tarih boyunca nice büyük komutanlar, hükümdarlar, krallar ve kraliçeler Aşk’a yenik düşmüş,sınırları aşklarından daha büyük ve kudretli imparatorlukları yönetirken gösterdikleri kudreti ve iradeyi, aşık olduklarında, Aşk’a ve aşık olunana karşı gösterememişlerdir. Çünkü onlar da bizler gibi birer insandılar… Bir yürekleri ve sevmek güdüleri vardı. Gözyaşları ve aşk kaderlerinde vardı!

Savaş meydanlarında gözlerini kırpmadan, düşmanlarının kafalarını kılıçla kesen imparatorlar, geceleri aşık oldukları kadınların yanlarında, savaş meydanlarındaki zaferlerinin gururunu taşımak kadar yenilgilerinin utançlarını ve zayıflıklarını da kendilerine aşık olan kadınların sıcak göğüslerine kafalarını yasladıkları zaman, kadınları onlara şevkat ve aşkla dokunduğu zaman unutmuşlar ve teselli bulmuşlardır.

Aşk böyledir işte… Yüreği hasta ve yorgun koyar bazen…İlacı bellidir…Kimi zaman imkansız da olsa, eğer aşık içmişse yüz-ü kasesinden aşk şarabını sevdiğinin yüzünden, o sarhoşluk yeter de artar ona…Günü gecesi geçmez sevdiğini düşünmeden…Acımasız olan aşkın kendisi değildir.İnsanların tutumu aşka yakıştırılır…Aslında acımasız olan insanlardır… Hiç bir suçu günahı yoktur canım Aşk’ın…

Ya sonunda hüsran varsa Aşk’ın… Susmayı ve mahzunluğu da öğretir size Aşk…Sessizce çekip gitmeyi,aşık olduğu insanı içinde taşıyarak ve göz pınarlarında zor sakladığı göz yaşlarında tutarak,çekip gitmeyi de bildirir size Aşk… Çok şeyler yaşatır, çok yazdırır, çok beste yaptırır Aşk…Bir yolculuktur Aşk…Başı bellidir de sonu bilinmez bir meçhuldür Aşk…Korku sevmez, korkağı sevmez Aşk…
Her Aşk kendi içinde bir masaldır… Gerçeklerde aranır ama aslında yaşanırken yazılan bir masaldır. Sonunu yazan da yine bu Aşk’ın kahramanlarıdır. Ayrılık kadar kavuşmak da olsa Aşk’ta… Aşkın kendisi asla bitmez, yok olmaz ve tükenmez! Aşık olan asla unutmaz… Uzaklaşsa da yüreğine sakladığından… Susmaya başlasa da, varlığından daha çok yokluğunu çizmeye başlasa da bu aşk tualine zarif hareketlerle, bir yolculuktur ya Aşk… O uzun yolculukta iki kişi olmak yerine tek başına devam etmektir Aşk! Aşık olanın bir gözleri gitmez aklından aşkının, öpüşlerini de asla unutmaz….Bir iki cümlecik de olsa konuşulanları tekrar eder durur defalarca her gün…Birlikte geçirilen anları,hafızasına kazır ve hatırlar an be an… Zarif bir çiçeğin buz gibi soğuktan tüm bedeninin buz kesmesi misali, seven yüreğini,aklını,duygularını,aşk yetisini dondurur,unutmak için boynu bükük,terk eder bu Aşk sahnesini…

Kimi zaman boynu bükük, tek başına kalmayı kabullenmektir Aşk… Hayata yalnız başına “Ben Varım” diyebilmektir… Aşık olunan insan, başka tenlerde, başka gözlerde, başka kokularda arar “Aşk”ı…Sahte,paketlenmiş,korkak,ama onaylanan,övülen,tek düze yaşamlarda kendini kaybetmeyi yeğler, aşkta kaybetmektense kendini…

Aşık olan tiyatro da, şiirde, müzikte,tangoda,şarapta ve romanlarda kaybolarak bulur teselliyi…Ama şunu hiç unutmamalı ki,başka tenler, başka öpüşler,başka bakışlar…Asla yerini alamaz aşık olan için gerçek aşkının…

Nasıl sen, yosun ve iyot kokuyorsan ve sedefli parıltıların varsa bakışlarında, aşkta “Aşk” gibi kokar… Şehvetli, tutkulu,romantik,cesur,dürüst ve lavanta kokar,ışıltıyla bakar…Aşk’ını hep gülümseyerek buruk anar…

Ve bir büyüdür Aşk! İnsanın kendisine yaptığı en tehlikeli büyü… Saatleri, günleri hatta sana ait olduğunu sandığın ve aldandığın tüm hayatını ve hayatındaki renkleri, bir anda tam tersine çevirebilecek kadar güçlü bir büyü!

Son sözleri yazdırır Aşk… Kimbilir bir “Elveda”nın son satırları bu ve belli ki, bu apaçık “Aşk”…

Bir büyüdür “Aşk”… Bozulması asla istenmeyen bir büyü;

“AŞK”…

Gülücük Hatun
Kayıt Tarihi : 24.4.2009 18:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Doğa Fendi
    Doğa Fendi

    daha iyisini okumuştum

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Gülücük Hatun