Bir Buket Yasemin
Kafamı kaldırdım ve şöyle sağıma soluma baktım. Çok garip. Nasıl geldimki ben buraya? Tuhaf. Ah! Başım. Ne oldu bana böyle? Her neyse en azından etrafa bakınayım. Belki gözüme tanıdık gelen birşey olabilir.
Burası ne kadar güzel bir yer. Daha önce hiç görmemiştim ama beni buraya kim getirdi? Düşünmeliyim. Başım! Sanki kafa tasımın içerisinde bir savaş var. Susadım, en azından ilerdeki şelaleden biraz su içeyim...
Oh! İyi geldi bu su bana. Ben burayı bir yerden çıkartıcağım ama neresi?
Olamaz! Burası, burası onu kaybettiğim yer, ama nasıl olur? kim getirdi beni buraya? Daha dün gibi aklımda, onu, canımdan çok sevdiğimin eşimi burdan alıp götürdüler benden. Yetişemedim! Belkide hiç gitmeyecektim, onu yanlız hiç bırakmayacaktım. Ama daha dün gibi kulaklarımda 'Sen arabaya geç geliyorum ben' Deyişi. Ama bilemedim ki bu kelimelerin onun bana söyleyeceği son sözleri olacağı. Asla affetmiyeceğim kendimi. Benim Yüzümden. Koştum, bırakmadılar. Tuttular! Gözlerimin önünden süzülüp gitti. Son kez 'Burak! ! ' diye çığlık atması hiç çıkmayacak aklımdan. Her gece o çığlıklarla uyandım ama yapamadım. İzin vermediler onunla birlikte gitmeme... Her buraya geldiğimde, suya baktığımda onun dolu dolu gözlerini görüyorum... Bana 'Burak! ! ! ' diye seslenişini... Suya her bıraktığım yasemin, benim Yasemin'ime ulaşıyor. Eskisi gibi. Kokluyor,biliyorum. Sonra 'Teşekkür ederim hayatım' diyor. Bende 'Tek bir Yasemin yetmez evi doldurmak gerekir' diye kızdırıyorum onu. Farkındaydım ama her suya yaseminlerimizi bıraktığımda bana yine o narin kaşlarını çatıyorsun. Ama olsun, yeter ki kız diyorum bana... Sen olda yeter ki kız...
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta