Sabr'ımı mı sınıyorsun? ..
Yapma!
Biliyorsun "O'nun" sana karşı
Ucu bucağı olmayacağını..
Ey! Yar? ..
Bilmiyorsun "Sen" yüzünden
Ben verem oluyorum.
Ben kanser
Ben mide fesadı..
Ve bu dünyanın bilinen-bilinmeyen
Bütün hastalıkları.
Oysa, sen şimdi hiç bilmediğin kırlara doğru
Adını bile duymadığın patikalarda yürüyorsun?
Belki bir bardak çay içiyorsun bir kır kahvesinde.
Telaşlı
Alelacele ama bu kez ayakta, diğer elin ince belinde.
Manzara;
İnce belli bardak güzelliğinde.
Bilmem, belki halen beni yad ediyorsun?
Bir mucizeye sebep, belki akşam üzerleri.
Gün batıyor ama
Bak! ... İyi-has unutmuşken günün bu loş zamanı seni
Gelip yine gönlüme düşüyorsun!
Ben; bir deniz kenarında, sen dahil
Eski sevdalarıma kimseler görmeden
Gizlice el sallıyorum, gün denize düşünce.
Yan masadan bir kadın,
Sana şiirler yazarmış gibi yapan ellerimi süzüyor,
O an, elimde olmayan kalemde düşüyor yere!
Sana geldim güya... Kalabalıklara... Rastlarım diye?
Daha önceleri de yaptım bunu, çok... Bir umut.
Boşa kürek çeken bir tekne görürsen sahilde?
Sen onu ben say, dönüp bakarmış gibi yap?
Ama beni unut!
Sana varamadığım gün, işte bu gündür
Ey! Şimdiki zamanın sahibi..
Ben bir nefesine bile muhtaçken,
Yetip yetiştin mi? ..
Madem bir ateş yaktın!
Küllendirme;
Azdır? ...
Ben cehennemime kendim taşırım yeni odunlar
Seni sevdim ya, bu dünyada? ..
Belki yakmaz- yetmez bilemem?
Oradakiler bana azdır! ..
Kayıt Tarihi : 17.7.2013 13:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!