Ilıman iklimlerin
Sert yalnızlığında
Tutuk konuşkanlığında
Hırpalanmış sessizliğinden
Rüzgarlar sırtında uçan buluta
Çiçekler üstünde dans eden kelebeğe
Kurak bir yazdan sonra yağan yağmurun
Verdiği o toprak kokusuna
Yere koyup gidiyor yaşanmışlıklarımı yıldızlar
Rüzgara bırakılmış poşetler gibi
Yol kenarlarına yığılmış, atılmış eşyalar gibi
Hafızamı geri veriyor ve çekip gidiyor yıldızlar
Akan zamandan bulanıklaşmış
Bir denizin kenarında buluyorum kendimi
İçinde tutuyor kimi zaman sessizce
Kimi zaman hırçınca bir yaşamın bütün pisliğini
Kenarından kahverengi gözlü bir çocuğun
Ortasından mavi gözlü bir çocuğun baktığı
Eskimiş bir denizin kenarında
Kurumaya yüz tutmuş bir ağaçtan düşen yaprak renginde
Gülümsemesi ormanlar ortasında
Yağmurlara teslim olmuş
Bir oduncu kulübesine benzeyen
Korkulukları kırılmış
Basamakları çatlayıp şişmiş
Çatısı gelen bütün yağmuru içeri buyur eden
Bir oduncu kulübesi
Kırık pencerelerinde ise
Yarım yamalak beliren bir kadın silüeti
Sanırım kayboldum
Rüzgarların üstüne dokunduğu bir tüy tanesi gibiyim
Kim bıraktı beni bu rüzgara
Atamadılar demek ki
Kaldırması hafif atması zordur tüyü
Geri getirip bırakıyor bana bunları yıldızlar
Getirip bırakıyor yanıbaşıma
Delik teşik bir kayığı o denizin ortasına
Yalnızlıktan inleyen yokluk döşeğinde kayığı
Deliklerinde deniz analarının biriktiği
Söylenen her şeyin tek bir söylemde birikip
Sessizliği bir tanrı gibi yücelttiği
Kayığı ve yalnızlıktan kırılmış sessizlikleri
Getirip gözümün içine sokuyor yıldızlar
Sabah yerine oturuyor, öğlen ve akşam
Balkonda kuru ağaç
Ve kedinin sesi
Sokaktaki köpeğin sesi
Tam yarısında gecenin uyumalar
Uyanmalar, kimsesizliğe kurulan alarmlar
Belki yarın demeler
Belki öbür gün, belki öbür
Her şeyi yine yerine oturtuyor yıldızlar
Yalnız bir zamandan
Diğer yalnız zamana yalın bir şekilde...
Reşat Öztoprak
Reşat ÖztoprakKayıt Tarihi : 30.12.2018 23:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!