Simurgun otuz kuşu yaramda tünedi. Yüreğimde yuva yaptı. Kanatlarını çırptılar aşklara. Terk edilmişliğe uçtular.Bir” ben “ aradılar.Bin “ben “sana anka olurken. Bin olmasın dediler, içten, gönülden, özden, sıcağından, iyi niyetinden, sağlam duruşunda, güvenli dünyandan, sadıklığından, ona olan inancından, tutkusal eyleminden bir ben olsun.
-İnsan bir “ ben” kadardır.Ötesi “ben” değil, beni arayış kimlikleridir.İnsan özü kadar temiz bir bebektir.Meleksidir, nurun ışıltısıdır.Herkes bir gün cennete gidecektir.İnsan aslında o sonsuzluğun gittiği yerdeki “ ben”dir.
Beni de bülbüle çevirdiler. Gülüne meftun kaldığım için.Bir gün gelirsin diye bütün kanatlarını bana verdiler. Uçtular en imkansıza.Peşinde gittim , gitmelerin sonusun diye.Hepsi döndü, ben orada kaldım.Kanatlarım , umutlarım, senli hayallerimin havası çok diye.
Esintiler topluyorum, uzaklarından yakınlarımın sıcağını toplasın diye.
Ölümsüz sarmaşıklar ekiyorum bütün benliğimi sarsın diye.Gönül evimi senden başka periler görmesin diye.
Mevsimlerini bekliyorum yeşillensin algılarım. Olguları değişen dünyanın ortasındayım. Sol yanım sen gideli Ortadoğu gibi.
-Yüreğimdeki petrol rezervini gören her güçlü, alımlı, haz satıcısı güzel gelmek istedi.
Bir yanım Bağdat, bir yanım Kudüs, bir yanım Kerkük, bir yanım Gazze, bir yanım Kahire. Sol yanım İstanbul.Orada sen varsın, orada taze baharlar isteyen aşk müdavimleri var.
Aşkın ömürle öpüştüğü dudaksız ,bucaksız, ocaksız, sensiz uzantılar ucundayım. Yalnızlıklarımın kirlenmişliğini temizleyen güzel yarın okyanusunun en ucundayım.Derinlerdesin.Kuytularında hala göz yaşların var.
-Kıyılarına çarpan geçmişin acıları var.Kaya olsam dayanır mıyım ki ?
Bu yürek sancılarımın ortasında yaşamak hangi nedene kafiyeli.Sen hangi isimsiz akan suyun nitel sıfatısın. Sıfatını görmeyeli sana benzeyen her güzel isme nitel aşklar besledim.
-İsimsiz şiirlerin içinde yaşanıyor aşk.Bu gidiş hep şiirsel.Başlığı yok.
Yüreğinle gelip başlığı atar mısın baş başa kaldığımız ilk gün gibi.
Gözlerimin önünden göremediklerin geçiyor.Gözbebeğim büyüyor senli düşlerle konuşunca.Sen varken hep büyürdü altı kat gözbebeğim.Şimdi bir kelebeğin gözbebekleri gibi.Minimize halleri izliyor. Yoksun diye görülecek her şeyi görmezden geliyor.
İçimde küllerin var, gül yaprakların toplamaya geldi. Bir aşk küle dönmüşse o aşka kul olmanın manası yok.Bu aşk artık dillere Manas destanı olmuş bir “ben “ okyanusudur.
-Arındım.
-Aradım.
Bir y’el kokunu getirir, bir s’el sensizliği sürükler, bir aşk bir aşkı buldurur diye diyemediklerimle peşi sıralarındayım.
-Bu gönül akıntısının seni yok.Sürüklenmek benim içimin işi.
Susmuş volkanların can haliyim, sönmüş yaraların yanardağıyım. Hareketli kütlelerin aşk adılıyım,can kırıklarının fay kırığıyım, depremleri içinde yaşayan Mecnunlar gazisiyim, bir aşka giderken bin aşktan olan bir ben sonrasıyım.Beni anlamaz kader, ya da kederin.
Bir tepe esintisine dost olur acılarım, biter sandım son kırıcı sözlerinle. Meğer sevgilinin ağır sözleri aşk şiiri gibi içimizde ezberlenirmiş yeni anladım. Giderken ağır konuşmamak lazım.Her söz binlerce içsel kitabı yakarmış.
-Oysa senli binlerce kitap değerinde özümsediğim içsellerin vardı. Sen Hülagi’nin kızısın.Bunca kırıcı, yakıcı,kavurucu cümleyle sana yazdığım, senin için beslediğim onca duygunun ateşi, yakıcısı, kırıcısı olamazsın
-Kelepçeledin yüreğimi diye öyle her sözü b’andırma yarama.Hüzün girdaplarını sunma gergeflerime. Bir zikzağın bilinmezliğinde bilenen bir denklemin aşk formülüsün.
Mavi bir gölgenin berraklarında ismim yazılmıştır bahtına.Gitsen de ağlasan da ne çare. Bir maviliğe gözlerin söz rengini vermişse ve içimde ağlayan okyanusun varken sen hangi uzağın sonsuzluğu olsan da değiştirmez içimdeki senli aşk ışıltıların aydınlık yarınlarını.
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 8.9.2012 15:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!