Bir Bebegin Yitik Gözleridir Diyarbekir
''____Bu bir şiir degil......
Bu bir özlemdir,tanımadığım; hiç göremedigim bir babanın
Suskunluğudur bir bebegin çığlık çığlığa!
Cigarasızlığıdır genç bir delikanlının...
Bu bir şiir degil...
Bu Diyarbekir'in yorgun yüzü,
Acının anlatılmazıdır ''yavrum'' nerdenin anlatımı...
Bu bir şiir degil...
Anasızlığını birlikte götüren bir bebegin isimsizligine inat
Binlerce yıl yaşamış ismidir.....
Ben adını ''Yaşamak'' koydum gürül gürül ölürken çocuklar,
Sen gülerek git bebegim,
Diyarbekir'de daha nice çocuklar var...___''
Ayrı düşmüş hayatın kaydını tutuyordu bir çocuk,
Gülümseyen yanaklarının allığına bakarken zulasındaki açlık!
Kangren olmuş bir lokma ağlayışın türküsüydü dillenen,
Kanatlarının altında korunan bir hüzün torbası babanın..
Temmuz dokunuşları geliyordu aklına bir delikanlının
Sevgilisinin boylu boyunca uzandığı şubat yatağına...
Sessizlik bile susardı o an çığlığında gecenin,
Dağların bile suskunluğunu izlerdi çünkü hayatın gözleri
Yitik degildi, kaybolmamıştı masumiyet,
İzleri duruyordu dokunuşların sıcaktı bedeni
Pervasızca öpüşmeleri kucaklayan yeryüzü yatağındaydı hep...
Kim bilebilirdi bir gün dudaklarının kansız kalacağını yarinin?
Öpemeyecegini kim öğrenebilirdiki bebegini bir babanın!
Ve yarinin bir gün olamayacağını
Bir durağın önünden geçerken,
Son durak olacağını kim bilebilirdiki?
Parçalanan bedenimiydi Ananın Diyarbekir gibi?
Yoksa bebeginin emziğimi kundağında?
Kundaklanan hayatların paslı gerçegini sınarken gökyüzü!
Hileli sevmemişti sokakları Diyarbekir'in bir insanı,
Gözünden sakınmıyor muydu sanki Ongözlü köprü?
Kim çıksa surlarına serin esmez miydi rüzgârları?
Battı birden güneş seyrine daldığımız ilk doğan kentte,
Ay küstü, lal oldu yıldızlar,
Kan oldu Dicle, Düşlerinde bile akmayı unuttu Fırat!
Kapattı surlar elleriyle yüzünü açmadı bir daha....
Hangi sokağına girsen taşları ''ez'' der adımlarınla beni insan,
Hangi kapının önünde dursan açılır kendiliginden,
Koklasan havayı, barut kan kokusunu bir kenara bırakıp
Çocuk kokar, karanfil kokar, kaçak tütün kokar...
Birden çocuk susar büyük bir çığlıkla,
Karanfil solar ne kadar sulasanda,
Sarılan tütünün ateşi söner..
Düşer parmaklarının arasından yere cigara
Bir dudak bulunmaz artık...
Bir bebegin yitik gözleridir Diyarbekir kan revan
Kırılgan bir mevsimdir avuçlarında bize sunduğu minik parmaklarıyla o bebek
Bir cennetti oysa gülücüklerinde baharları konuşturan...
Daha yürümeyi öğrenmeden, koşmaya sarılan bebegim,
Ne çok varsın artık sen, ne çok doğuyorsun güneşten sıcak her sabah!
Hayatı Eylül rüzgârıyla bize gönderen,sen ne çok serin gülüyorsun....
Dosta,düşmana insan nasıl seviliri nasıl öğretiyorsun giderken paramparça!
Paylaşma nedir bilmezi nasıl utandırdın,
Nasıl insanlık daha ölmememişi öğrettin ölürken güle oynaya bilmesende!
Sen nasıl öyle bir göz,
Sen nasıl öyle hayatın içinde en güzel söz...
Sen nasıl öyle minik bir bedenin büyük sevgi kalıntısı....
Sen nasıl cigerimin paramparça yerinde aşkın tınısı....
Sen nasıl ağlayışlarıma bakan gülüşün...
Sen nasıl bilmeden yanaklarıma konan öpüşün...
Yaralı sevdalar görmeyen sen nasıl paramparça öpüştün....
Diyarbekir yitik bir bebegin gözleriyle,
Diyarbekir seninle büyüyor artık emekleyerek bilesin,
Kimin gözbebeklerinde gülecek baban diye sorarsan
Ne çok göz-bebek var her kucağı sıcak ananın kollarında derim...
Sen büyü bebegim yarınların kucağına at kendini,
Kim ağlatabilcekki artık seni, yaptığı bu korkunç şakayla?
Nereye baksa çiçek olacak orada her gözü Diyarbekir'in,sensin diye...
Dokunsa nereye sen olacaksın orada masum kokunun sevecenligi,
Kim ölse sen doğacaksın bebegim;
Yine gözlerin olacak yüregimin telaşlı kanatlarında,
Burnuna dokunacak başparmağım ''cee'' diyecegim sana...
Gıdığından öpecegim
Katıla katıla güleceksin...
Alnının çizgisiz kalışında belirecek ''sağım solum ebe kaçmayan sobe''
Minik dudakların olacak Diyarbekir
Sen yerine bağıracak
Ve kürtçe söyleyecek ''yaşamak nerdeyse çık'' diye....
Ölümünle,ölümsüz kalacağımız günlere büyük bir inançla...
Sen gittigin yerde yine oyna,
Yine gül,
Yine serin tut uykunu.
Baban degil Diyarbekir biliyorsun bebegim;
Yinede özlüyor seni,
Kucaklıyor her kelimede kokunu...
27.09.2006/Diyarbekir
Deniz EkremKayıt Tarihi : 27.9.2006 04:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir durağa bırakılan bombanın patlamasıyla hayatını kaybeden insanlara ve bu insanların içinde oradan geçmekte olan bir ana ve kucağındaki bebek için yazılmıştır! ...
![Deniz Ekrem](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/09/27/bir-bebegin-yitik-gozleridir-diyarbekir.jpg)
Teşekkür ederim, begenilmek ayrı bir gurur tabi ki.
Yorulmazsınız umarım.
Saygılar benden efendim, saygılar benden.
Sayfama uğramanız , yazdıklarımı okumanız ve beğenmeniz onure ediyor.
Sonsuz saygılar benden yürekten teşekkür ederim.
susmak en iyi yoldur bazen içe sindirmek için
öyle böyle değil bu acı da şiir de
çok tebriğimle
Susan satırlarımla sessizce konuştuğunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla...
Bazen susmak, yazmamak daha çok şey anlatır.
Saygılar benden.
Ciger ben bu şiire tekrar gelip tekrar ziyaret edeceğim!
Bu şiir sadece bir tek ziyareti hak etmiyor.
Şimdilik sevgimle
Şiirlerimin kapısı her daim açıktır bilesin, onur duyarım.
TÜM YORUMLAR (12)