Bir Bavul Aşk Şiiri - Esra Nizam

Esra Nizam
54

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Bavul Aşk

"BİR BAVUL AŞK"

Hafızama çullanan,
ısrarcı bir aşkla
kuşatılmıştı gövdem.
Görmezden gelemeyecek kadar
yalnızdım.
Sonu olmayan yollara
bavul hazırlamakla
başladı her şey.
Sağında bin pişmanlık,
solunda bir yalnızlık.
Can havliyle,
kalbini kendi bedeninden
kapı dışarı etmiş bir kadın.
Hayal kırıklığı dolu,
bir bavul ellerinde.

Yollar çok uzun,
yollar ızdırap.
Dermanım yok,
yeni bir hayat kurmaya.
Hem şimdi hangi şehir
basar ki beni bağrına?
İhanetinle,
koca bir şehrin
kapılarını çarptın yüzüme.
Kalbim sıkıştı arasında.
Ağlamamak için
yutkunduğum her saniye,
yumruk olup çarptı duvarlara.
O beton yığınında
ezilen parmaklarım,
ihanetin kadar acıtmadı.
Belki trajikomik ama
o duvar bile
senden daha vicdanlıydı.

Şimdi farkında değilsin.
Seni her halinle kabul eden,
bir ben olmayacak artık.
Bana dar ettiğin bu koca şehir,
perdelerini kapatacak yüzüne.
O her çalışında
aşkla karşılandığın kapı,
artık açılmayacak sana.
Pişmanlık bir kor olup
düşünce yüreğine,
Seni duymayacak,
aman vermeyecek
o sağır duvarlar.
İşte...
o zaman koyacak hatıralar.

Şimdi,bu saatten sonraki
zamana üzülüyorum.
Kimseye tam anlamıyla
güvenemeyecek oluşuma.
Herkese şüpheyle bakışıma.
Asla içimi dökemeyişime.
Döksem bile,
kimse görmeden,
apar topar toplayışıma.
Yine kaldığım yerden,
tekrar tırmalayıp duruşuma.
Kendime bile yabancı oluşuma.
Ya sonra?
Sonra yürüdüğüm yollara bile,
dikkat edeceğim.
Rüzgarı arkama almayacağım.
Çünkü rüzgar yiyen yaralar,
yeniden açılırmış.
Öyle demiş şairin biri.
Haklıymış.

Kendinden emin bir yaraydın sen,
kanasın diye açtığım.
Beni hiç şaşırtmadın.
Kızmadım, öfkelenmedim.
Sadece çok üzüldüm.
Ve bu senin,
anlayabileceğin gibi değil.
Nasıl güçlüyüm ve nasıl acizim
aynı hayatın içinde,
bi bilsen...
Yaşadım ve gördüm ki;
bir kadının darp edilmişse umutları,
saçından önce
gönlüne düşermiş aklar..

İnsan,
ilk defa vurulduğu yeri
asla unutmuyor değil mi?
O yeri tek bir kişinin bilişi,
benim herkesten saklayışım.
Nereye gittiğimi bilmeden,
beni saatlerce yürüten o ağrıyı,
kime nasıl anlatayım.
Arşa haykırmak istiyorum
içimdekileri,
ulaşamadan gömülüyorlar
yerin dibine.
Göğsümü delmeye meyleden,
sessiz çığlıklar kalıyor geriye.
Şimdi düştüğüm yerden,
daha güçlü
kalkmak zorundayım ayağa.
Kimselere belli etmeden,
devam etmeliyim hayatıma.

Ardıma bile bakmadan
terk ettiğim bu şehir,
ve sen...
Bir zamanlar
beni mutluluktan öldürecektiniz.
Etle tırnak gibiyiz sanıyordum.
Meğer senin için;
tırnak kadar değerim yokmuş.
Bir kaç gün gönlünü eğlendirdiğin
sonrasında
adını bile hatırlamayacağın,
kadınlardan biriymişim ben.
Oysa avuçlarımda
dünyaları getirmiştim sana.
Olabildiğince ucuz,
aşağılık
ve iğrenç oldu karşılığı.

Aşk ,
mübalağa sanatını sever katilim.
Sanırım adamlık sıfatını,
buna dayanarak yüklemişim sana.
Sende olmayan onur,
seni utandırmaz biliyorum.
Hayanın sokaklarından
geçmez senin yolun.
Senin şerefsizliğin
sana dokunmaz da,
bana ağır geldi.
Bu yüzden gidiyorum.
Bu da benim eksikliğim değil,
en büyük fazlalığım olsun.
Senin ederin de...
Koca bir YAZIKLAR OLSUN...

...

"ESRA NİZAM”

3 Kasım 2021

Esra Nizam
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 04:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!