Bir Başka Che'den Bir Başka Hikkaye

Kopan düğmelerim
Masanın altına yuvarlanırken
Birden büyümeye başladı,
ve büyüdü büyüdü,
Bir araba tekeri kadar oldu.
Dolaşmaya başladım tek tekerin üzerinde
İnsanlar aradım ötede beride
Ama bulamadım,
Bu nedenle de daha fazla aramadım.
Belki de insanları aramadan
Bulmalıyım tozları toprakları,
Alerjim nedeniyle kaçtım tozlardan.
Atladım uçuşan yapraklardan birine
Bir türkü tutturdum gerine gerine,
Aniden bir acı hissetim
Bir şey battı derime,
Tepe taklak düştüm indim denizin dibine.
Balıkları tuzladım suladım
Teşekkür bile etmediler.
Bir portakal soydum,
Ahtapotun her bir koluna
Bir dilim verdim.
Dedim ki ”benim derdim”
O da dedi ki “yok mu sanki benim derdim”
Bıyıklarım ıslanınca kızdım
Denizin dibinden çıktım.
Ararat dağının tepesine oturdum
Dumanı üstünde bir oralet içtim.
İyi de geldi,
Başladım zıplaya zıplaya
bulutlara kafa atmaya
ve de onları dağıtmaya.
Dağılan bulutlar meteorolojiyi dağıttı,
Telgraf çektim meteoroloji müdüründen özür diledim.
Ama dağın tepesinden bir türlü inemedim.
Kan başıma çıktı,
Kan başıma çıkınca hafifledim,
Hafifleyince de başladım uçmaya,
Kondum bir serçenin kanadına.
Serçe “olmaz abi sen fenerlisin git kanaryaya” dedi.
Yakaladım bir kanarya oturdum kanadına,
Kanarya da kızdı
Alişen den izin almamı istedi,
Kızdım kanaryadan bir tüy kopardım
ve aşağı indim
Taksim meydanındaki tuvaletlere o tüyü diktim.
Tüyü dikince
aklıma gömleğimin kopuk düğmesi geldi,
Girdim masanın altına başladım aramaya,
Aradım aradım
Gören var mı? Hala bulamadım…

Ocak 1998