bir bardak çaydan çıkan buharım
rüzgara ağır ağır karışan
rüzgar olup sana esen
göğe yükselen
bir damladan geçen
yedi veren renk olan
yağmurda ıslanmış
inadına çamurda yürüyen
çocuk umursamazlığında
karanlıkta kalmış bir ruhun
çarmıha gerilmiş ellerinde
gecenin incileri
yani üç garip kuş
üç garip çiçek
karanlık ayrı zamanlarda
sardı diye kollarını
üç kuş gönderdim sana
bir yusufçuğu
bir kartal yavrusunu
bir yüreğimi
sabah olunca göndermek için
sevdamı üzerine doğan güneşle
üç çiçek kopardım
öksüz çiçeğini
çalı çiçeğini
ve yüreğimi
nasıl büyüttüysem
öyle gönderiyorum yüreğimi
güneşten kıskanarak
yağmur yağarak
onüç ay ayrı kalarak
herkesten saklayarak
öksüz çiçeği gibi
çalı çiçeği gibi
yusufçuk kuşu gibi
bir kartal yavrusu gibi
nasıl büyüttüysem
öyle gönderiyorum yüreğimi
umudumu yarınımı
beklediğim sabahı
her zerremle kurduğum hayali
sana doğru esen her yelin ardından
durup bakakalışımı gönderiyorum
kendi yükünü taşıyamaz eden aşkımı
mukaddes dokunuşumda
zirvesine tırmandığım dağı
hıçkırığımın sıcaklığında
kendine dönmenin
dönerken eriyen erirken çoğalan
çoğalan deli sevdanın adını gönderiyorum
soğuk kış gecelerimi
sarı vurgunumda en ıssız yerimi
ayrılıkta yaşadığım ayrılığı
pencereme vurulmuş parmaklığı
rüyalarımın korkusunu
yanık yüreğimin tortusunu
hasretimi benliğimin kılıfını
sarı vurgunumda
rüyalarımın korkusunu gönderiyorum
gecenin incileri getirdiğinde
şavkını kanayan dehlizime
sevdanı şeyda yüreğime
seni soğuk gecelerime
isyan eder kendine göz kapaklarım
bekçi olur solmasın uçmasın diye
yüreğinden kopardığım üç dal çiçeğe
uçurduğum üç garip kuşa
çiçek solmaz özümden beslenir
besler özüm üç dal çiçek olur
üç kuş uçar yüreğime
yüreğim üç kuş olur
yüreğindeki kafeste
gecenin incileri getirdi
göz kapaklarım bekçi oldu
solmadı özümden beslendi
özüm üç dal çiçek oldu
üç dal çiçekte üç kuş
göle vuran yakamozda
çocuk umursamazlığı
düşürüyor ellerindekini
göl buhar oluyor
bir bardak çaydan çıkan
rüzgar eser iki dal yan yana gelir
yağmur yağar damlalar toplanır
dedimya ben bir buharım
rüzgar özümü savurur
Bir bardak çaydan çıkan buharım
şimdi öekmelisin içine
soğuk kalbime girmeden önce
beyaz herşey olmadan önce
üç dal çiçek solmadan
üç kuş kanatlarını yolmadan önce
rüzgara özümü
göle benliğimi
yani narımı teslim etmeden
narım sönmeden
ben narken
sen narımken
bedenim narıma dökülen su olmadan önce
şimdi şimdi çekmelisin beni içine
Kayıt Tarihi : 14.5.2007 15:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!