Sana ilk defa kalabalık yalnızlıklarda rastlamıştım. Eminim ki bir amaç uğruna adımlıyordun; o soğuk kaldırımları. O kadar kibar yürüyordun ki dalından düşen ve soğuk kaldırımlara sarılan hiç bir yaprağı incitmiyordun. Oysa soluma baksaydın anlayacaktın. Ama bakmadın.
Şimdi çocukken oynadığımız kör ebe oyununda ki ebe kadar körsün...görmüyorsun. Belki de ben görülmeye değmezdim. Bilmiyorum. Seni ne zaman görsem, gözlerinin gözlerime değdiği yerde duruyor zaman. İnanır mısın? Koca şehrin yalnızlığı sen ve ben oluyoruz. Bu yüzdendir hep kaçışlarım, yalnızlığım, susuşum. Sana neleri sustum bir bilsen.
Yine seni anlatma arzusunda kelimeler...debelenip duruyor içimde. Bir kez dönüp baksan; hayalini kurmadığın kişinin hayali olduğunu anlayacaksın. Geç de olsa sünnete bırakılmış bir aşkın kazası olduğunun farkına varacaksın. Ey sevgili! ! ! Bir baksan sana durulurdum.
Ulu orta yerde annesini kaybetmiş bir çocuk gibi yaralı yüreğim... Ben buradayım, korkma desen; gözünün önünde kendimi sana yol ederdim. Bir kez olsun başımı okşasan, meded umduğumuz yön diye sana dönerdim. Kaç kez daha ağrılı üç-beş nöbeti tutmalıyım seninle aynı yıldızları seyredebilmek için... Kaç kez yalın ayak yürümeliyim seninle aynı yolda karşılaşabilmek için... Daha kaç gecenin nöbetini gözlemeli gözlerim. Oysa ben sorgusuz, sualsiz, parolasız gel demeye hazırdım sana...
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta