Bir Ayrılık Akşamı (tek kişilik Sahne)

Aybala Şahinoğlu
35

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Bir Ayrılık Akşamı (tek kişilik Sahne)

(Bir sandalye, bir masa. Masada yarım bir kahve, bir yanık mum. Adam oturuyor, yüzü boşluğa dönük. Konuşmaya başlar, sesi titrek ama kelimeleri keskin. Arada duraksar, derin nefes alır.)

Bu akşam...
Her şey bir anda oldu.
Aslında bekliyordum gitmeni,
Ama yine de hazırlıksız yakalandım.
Hani deprem gibi…
O ihtimali bilirsin, ama sallanınca ne yapacağını şaşırırsın.
Ben de öyle kaldım işte.
O kapıyı açışın,
Ardına bile bakmadan çekip gidişin...
Bunların hepsi rüya gibi, ama kötü bir rüya.

(Sessizlik olur. Adam sandalyesinde geriye yaslanır, gözleri tavanı arar. Bir süre sonra devam eder.)

O an düşündüm.
Bir kelime etsem, durur muydun?
Ellerine dokunsam, "kal" der miydin?
Ama yok...
Senin gözlerinde o karar çoktan alınmıştı.
Bir insanın gitmeye karar verdiği bakışları asla unutamazsın.
Onlar öyle boş, öyle keskindir ki,
Kendine ait her şeyi koparıp götürür senden.

Ben korktum, biliyor musun?
Ellerim buz kesti.
Kalbim bir taş gibi durdu göğsümde.
Çünkü sen giderken,
Beni de kendinle götürdüğünü biliyordum.
Ama sen farkında değildin…
Ya da umursamadın.

(Adam yerinden kalkar, masanın üzerinde duran kahve fincanını eline alır, bakar, sonra bırakır. Ağır adımlarla odada gezinir.)

Bu ev…
Bu evin her köşesi sana ait şimdi.
Koltuğun kenarında bıraktığın şal,
Kütüphanede sırtını okumadığın kitaplara döndüğün o an…
Mutfağın tezgâhında unuttuğun kahve kupası.
Ben buradan çıkıp gitsem bile,
Hiçbir yere götüremem onları.
Sana ait olan hiçbir şeyi
Benden koparıp atamam artık.

Ama biliyor musun?
Asıl korku bundan sonra başlıyor.
Geceleri yatağa uzanıp,
Yastığın diğer tarafında hayalini aramak…
Sana dönüp bir şeyler söylemek için ağzımı açtığımda,
Sesimin yalnızca duvarlara çarpıp yankılanması.
Bir şarkıyı dinlerken,
Her notasında yüzünün belirmesi.
Her kelimesinde kalbimin kanaması.

(Pencereye yaklaşır. Dışarıya bakar, sokağın lambaları titrek bir ışık verir. Sesi biraz yükselir, kendisiyle kavga ediyormuş gibi.)

Özlüyorum seni!
Ama özlemeyi hak etmiyorsun.
Hak etmediğin hâlde,
Kalbim seni savunuyor.
Aptal bir avukat gibi,
Her suçlamayı savuşturuyor sana dair.
"Gitmek istemedi ki aslında" diyor,
"Beni sevmedi değil, sadece korktu."
Ama kimse anlatmıyor bana,
Sevmek korkmaya bahane mi?

(Bir an durur, başını ellerinin arasına alır. Ses tonu alçalır, kısık bir fısıltıya dönüşür.)

Pişmanlık...
Evet, var.
Kavgalarımızda sesimi yükselttiğim o anlar,
Yüzündeki hüzne aldırmadığım dakikalar...
Daha çok sarılabilirdim sana.
Daha çok bakabilirdim gözlerine,
Ama yapmadım.
Belki sen haklıydın, belki de ben.
Ama artık bunun bir önemi yok.
Çünkü kazananı olmayan bir savaşın sonunda,
Kaybettik ikimiz de.

(Adam masaya geri döner, yavaşça oturur. Mumun eriyen kısmına dalar gözleri. Bu kez sesi daha sakin, daha durgun çıkar.)

Ve şimdi kabulleniyorum.
Sana karşı koyamayacağımı,
Sana "kal" diyemeyeceğimi…
Beni unutsan da,
Benim seni unutmamam gerektiğini.
Çünkü unuttuğum an,
Her şey anlamsızlaşacak.

Biliyorum, sensiz de geçecek günler.
Yeniden uyanacağım sabahlara.
Ama biliyor musun?
Bu kez senden kalan o boşluğu doldurmayacağım.
Çünkü bazen boşluklar,
Daha fazlasını öğretir insana.

Ve şimdi gidiyorsun...
Bu akşam bitti.
Ama ben hâlâ buradayım.
Kendime dönüyorum,
Ve bu da bir başlangıç.

(Lamba söner. Oda karanlığa gömülür. Adam başını masaya koyar, sessizlik içinde nefes alır. Sahnede yalnızca mumun titreyen alevi kalır.)

Aybala Şahinoğlu
Kayıt Tarihi : 26.1.2025 10:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!