BİR AYAK ÜSTÜ MEYHANESİ
Ankarada,
Esenparkta
bir ayaküstü meyhanesi.
İş bitimi insanlar uğrar
ağız tadına eşlik edecek bir dost
ve bir şişe şarap arardı.
Şiirlerini meze yapardı şairler
ve şarabı baştan çıkarırlardı
sevda türküleri yakarak.
Kimi yerde
sarhoş beyitler
can yeleklerini giyer
düşerdi dudaklardan ölüme.
İçtikçe kanıksanırdı dertler,
karanfiller kan ağlardı
yedi veren güllerle.
Ankarada,
Esenparkta
bir ayaküstü meyhanesinde
şarap renginde
nehirler boşalıyor
fıçılara.
Fıçılar doluyor.
Fıçılarki
mahzenlere tutsak.
Fıçılarki,
bir yeni gecede
dudak öpecek
kadehlerde uyandırıyordu
aşkları.
Şimdi şarap tadında her şey.
Bağ bozumunda
hasat edildi yüreği toprağın.
Bir gün batımına uğurlandı
şarap rengi ufuk
ve çakırkeyif bulutlar.
Ankarada,
Esenparkta
bir ayak üstü meyhanesinde
şarap rengi
yalanlar yağar.
Avcı hikayeleri anlatılır
duvarlara sinerken suretler
mum ışığında.
Pasif direnişinde aklın
bir afyon vurgunu yemişse beyin
“şarabı benden çok sevme” dedi bir güzel.
Oysa aşk deplasmanda
şimdi benimlesin
şarabım.
Acıyan yanı ayık
olmaza girmiş düş uyanıp
içinde örseledi önce yaşamını
bir yudum şarabın tadına vardı.
Tahammülsüz telaş içindeki yaşamında
unutup dertlerini,
gerçeğe
bir yudum şarap uyardı.
Bir yudum şarap.
Ahmet Canbaba
Kayıt Tarihi : 15.9.2008 00:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
melek ayaz
TÜM YORUMLAR (2)