Biz ikimiz bir katre yağmur, yeryüzüne serpilelim,
Bir avuç toprak toplayalım.
Kasırgalar eserken, sen imkansız,
ben sana toprak.
Burası, hasrete sabi kokusu karışmış toprak,
Tasfiri mümkün olmayan,
Mutluluğun sallandırıldığı,
Yüreklerin kurban kesildiği toprak.
Neşter kesiği uzaklıklar,
Sen bana bakma bee kadın,
İçim kara şehir, labirent
Damarlarımı dağlasak olmuyor, kessek olmuyor
Sen ateş, narı divan
Gülüşün ve gözlerin
Duvarda asılı kaldığı kadar,
Kanı durmaz yara olmuşsun zerreyi miskal,
Sen bana imkansız,
Ben sana bir avuç toprak.
Biz ikimiz bir katre yağmur, yeryüzüne serpilelim,
Birer avuç toprak toplayalım.
Sonra yaslan göğsümün kerpiç duvarına,
Düşerken gülüşün turnaların gözyaşından toprağıma,
Gusülsüz, aminsiz dualarla.
Ben suskunluğumun arz'ında,
Sen dudaklarımın kıyısında,
Çiğ taneleri damla toprağıma.
Şafak, ufkun perdesini yakarken,
Düşlerim, kirpik uçlarımla bana mezar kazarken,
Basmazsan torağımın bağrına yalın ayak,
Nikah kıyar gıyabımda ceviz tahtalı tabutlar.
Sen bana imkansız,
Ben sana bir avuç toprak.
Biz ikimiz bir katre yağmur, yeryüzüne serpilelim,
Bir avuç toprak toplayalım.
Tozanlarım, her biri bir sevda olup toprağa karışırken,
Mil çekili gözlerim, revan olmuş düşlerindeyken,
Avuçladığın toprağa gömdüm yüreğimi,
Kirpiklerimin nemiyle.
Sen bana imkansız,
Ben sana bir avuç toprak.
Kayıt Tarihi : 23.2.2021 11:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sabah saatlerinde yazdım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!