Bir avuç kar Şiiri - Deniz Kaftan

Deniz Kaftan
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir avuç kar

Demek geldin… Bugün geleceğin belliydi, kuşlar küskün duruyordu, yağmur düşmeden kuruyordu. Gittim, gezdim biraz, orman içinde elimde meşe agacından çatallı bir değnek, kalbimde gelişine kurulmuş bir saat vardı… Hava sıcaktı, gölgeler ırak. Ürkek adımlı bir tavşanın gözlerinden evren bana bakıyordu, evrenin çarkları düzenli akıyordu…

Seni en çok sonbaharda aramıştım. Bazen bir yaprağın son nefesinde, kırlangıç sürülerinin uzak ülke seferlerinde, bulutların dağların bağrından kopup gelen sel halinde, bağbozumlarında, köy evlerinin terkedilmiş sessizliğinde seni bekledim. Insan bu, bekleyişe doymaz ki vuslat olmayagörsün, turabım.

Vaktin gölgesinde doğrulunca şehir, uzağa giden her otobüste ben yolcu olurdum ve her durakta bir parçamın kalmışlığıdır sehirlerin benim olması; sen, her yerde beklediğim, herşeyimle beklediğim. Bir adanmışlığın adıydı bekleyişim, nice yollara niyetlenmişken dönüşüm, en körpe güzellerin çağrısından kaçışım, durmuşlugum, bir ayin havasında bekleyişim, senin gelme ihtimalindi.

Akciğerlerine havanın dolup, yaşam belirtisi sayılan o ilk ağlamanın oluşundan itibaren her Adem'in payına bir bekleyiş düşerdi. Gün’ün içine gizlenmiş bir an’dir gelişin, sade ve sessiz.

Bugün geldin, dün olmazdı yarına kalamazdı. Bugün sabır testim hasretinle dolmuştu, bir zindanın yıpranmış günlügünün son sayfasına ebruli harflerle “vuslat” düşülmüştü. Mabedimin kubbelerine güvercinlerin hu sesi karışırdı, yorgun babalar akşamın tonuyla biraz daha büyüyen çocuklarına döndükçe, saçıma ilk ak teli gibi sen düştükçe, artık sendim. Hep bendin, ben hep sendim, ve korkum sen gelince benim burda olmayacağımdı.

Bir girdabın içine bırakılmış bir karanfildi yürüyüşlerim; hayat dediğim ne varsa, mevsimin rengine bürünen gün ne ise aslında sana yürümek değil miydi.. Ellerime senden gelen bir name gibi yapışan takvim yapraklarında, koklanmak için koparılan baharın ilk al güllerinde gelişinin habercisi bir işaret çıkarırdım; şuursuz, buyursuz. Muradım, kanmaktır sana. Ben ki hep senin yanında, hep sana hasret.

Uzak ülkelerden haberlerin gelirdi, bazen de yanıbaşımda bir anlık hayal olurdun; ne zaman gelirdin, ne zaman gitmiştin; bir meçhulun büyülü ahengiydin, ben hep selam bilirdim. Seni senden sonrası için sevdim, seni uzaklara seninle gitmek için bekledim.

Bir ezan sesine karışır şenlik, çocuklar bayramlarda renk renk elbiselerini giyerlerdi; hesapsız, riyasız. Bir bayram çocuğunun beyaz elbiselerindeydin sen; sana sakladığım, seni sakladığım uzak ülke bavulumda.

Ellerim, doğduğumda aldığım bir avuç karla doluydu, ömrüm; gelişine bel bağlamış; hep suskun, hep durgun. Sonunda geldin Meleğim, demek geldin, artık huzurla ölebilirim… Hoşgeldin ölümüm, hoşgeldin..

Deniz Kaftan
Kayıt Tarihi : 23.7.2021 01:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Deniz Kaftan