Bir Avuç Düş Şiiri - Talat Ülker

Talat Ülker
26

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Bir Avuç Düş

dönülmez yollara saldı aşk beni…
yol azığı eyle dualarını.
ıslak bakışlarını gözlerimden kaçırma,
bırakma ellerimi.
tut ki aklın mihengine vurulmuş,
muştusuna geç kalmışım sabahın.
ve omzuma yük olan
bunca büyük günahın
tövbesi sensin efendim,
tövbesi sen…

hüzün nöbet tutar gözbebeğimde,
uykumda gezinir anaç melaller.
yetim ninnileri emzirir şafak,
çığlıklar alnından vurur sükutu.
gam otağı kurulur sarp dağlarda,
başıma düşlerin ezgisi yağar.
yüreğim göçebe, aklım firarda,
obası sensin efendim,
obası sen…

habil’in kanına karışmış terim…
ha kuyu ha saray düş yoruyorsam.
nuh’un gemisinde yer yok mu bana,
uyumak, üç yüz yıl, hey! çok mu bana?
uykunun bir diğer adıdır ölüm…
ruhum ki bedenden sürgün nicedir,
miracına menzil arıyor gönlüm,
kâbe’si sensin efendim,
kâbe’si sen…

bu yetim gecelerin yasını kim tutacak,
kim saracak yarasını şafağın?
şebnem düşmez saksıdaki güllere,
sığmaz kafeslere sıcacık düşler,
yasak meyveleri düşürmez sapan,
kavalın dilinden anlamaz beton…
gönül yıldızları güden bir çoban,
abası sensin efendim,
abası sen…

hasret, ayak izi can eşiğinde.
ölüm, anahtarı ten kilidinin…
uyku kundağında, düş beşiğinde,
gece ninnisidir ayrılıkların.
uzat dualı ellerini sımsıcak
günahkâr başımda saçıma dokun
bu yaban iklimde omuzlarımdan
kucağıma sarkan bu ağır yükün
heybesi sensin efendim
heybesi sen

yol ufuksuz, ten yorgun
ayak seslerinden ürker hayalin
sükûtun yorduğu kör gecelerin
karanlığına düşer tetik
bu köşeli mekânlarda
sonsuzluğu aramak
karnını deşmektir çağın
kara zemheride bir akşamüstü
aşmaya kalktığım bu karlı dağın
tepesi sensin efendim
tepesi sen

sabrın kılıcını çeksem kınından
yarıp çıkarsam gönlümü göğsümden
doğrulasa gözlerim gönlümün gördüğünü
döksem safrasını azgın nefsimin
aksa avuçlarımdan tövbesiz günahlarım
zaman bir mezardır kendi kazdığım
mezarımda türbedar olarak sabahlarım
türbesi sensin efendim
türbesi sen

başımda binlerce ebabil kuşu,
gönül kâbe’sini yıkan ben miyim?
niye gülşene dönmüyor bu ateş,
niçin yarılmıyor bu kirli deniz?
kendini yitirmiş bunca şaşkının,
elleri yakamda, kaçamıyorum.
gönül sarayında sabır köşkünün,
kubbesi sensin efendim,
kubbesi sen…

sana yöneldiğim kör gecelerde,
yüzüme kapanır bütün kapılar.
ellerim boşluğu kavrar sımsıkı,
aklın mihengine vurulur sevdam.
dudağımda birikmiş ezgisiz hecelerin,
sesinden kaçar kelimeler…
beni bu hale koyan sancılı gecelerin,
ebesi sensin efendim,
ebesi sen…

Talat Ülker
Kayıt Tarihi : 23.5.2018 16:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Talat Ülker