Bir aslan vardı, Yelelerinde yıldız tozları
Gözlerinde elmas siyahı
Kristal deltaların , yeşil ormanların hazarın kralı Meleklerin kanatları örtemezdi
Hakimiyetinin safran sarısı topraklarını.
Sığmazdı bir bedene
bulunmazdı izi
ama varlığı her yönden hissedilirdi.
Parmak uçlarında güneşin ışıklarını fırlatırken
şark dağlarına
Gözleriyle saten geceyi salardı garbın afakına.
Ve saten siyah gökyüzüne asardı gümüş kandili. Kükreyişi harelenirdi üç ummanda
ve varlığı taclanırdı iki kutupta.
Düş tarlaları ülkesinin zümrüt taclı kralıdır o.
O billur ırmaklarda yıkanır ve silkinir
üzerindeki inci damlalarını
Ve damlaların düştüğü yerde açar lotus çiçekleri. Nefesiyle salınır sam rüzgarları
Gören var mı onu bilinmez ama bilirsiniz geçtiğini ardındaki pembe pırlantaların nur parıltısından. Bilirsiniz menekşeli çimenler uzerine
sinmiş orkide kokusundan.
Düş tarlalarında bir umut yeşerdi
çiselerken sevgi yagmurlari.
Gümüş renkli kuyruklu yıldız süzülürken
semadan gözbebeklerimize.
Zümrüt tacli kral göründü birden .
Özgürlük yok ruhum bende değil
onu gördüğümden beri.
Çarptıkça geri dönüyorum
gözlerinin alev duvarlarına.
Pervane böcekleri gibi divaneyim.
Çarptıkça yine dönüyorum elmas siyahına. ...
Eren Zeki Nalbant
Kayıt Tarihi : 26.3.2020 00:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!