BİR AŞKIN ÖYKÜSÜ (SON HIÇKIRIK)
Bir Leyla Mecnun, bir Aslı ile Kerem
Her yürek çarparak ister böyle büyük aşkı.
Duysun herkes, duysun el alem.
Büyük aşklarda ayrılık elem.
Destanlar yazıldı, şarkılar yapıldı.
Bir başlık aradı yüreğim,
İçinde kaybolup, anlatamadığı duygulara,
Yazmadı, yazamadı yüreğimin diliyle,
Hiçbir kağıt kalem.
Sadece bir sevda yaşamaktı isteği,
Çelik, sert görünüşlü bu robot,
İçinde taşıdığı, gizlediği kalbiyle.
Eritemedi zırhını yaşadığı sevgiyle.
Kalın duvarlar örülüydü kalbinin etrafında,
Ve kocaman bir kilit takılıydı kapısına.
Ne bu kilidi açan,
Nede o kalın duvarları aşan olmadı.
Olamadı bu güne kadar.
O deniz mavisi gözlerinin derinliğinde,
Kaybolana kadar.
Kalktı, eridi çelikten zırhı robotun,
Yıkılmıştı ördüğü bütün kalın duvarlar.
Açıldı kalbindeki kilit.
Duygu yüklü kadın olduğunu hissetti.
Bütün çıplaklığıyla savunmasızdı,
Korumasızdı bu kalp.
Artık sığınağından çıkmış,
Kendini avuçlarına bırakmıştı.
Ne olur incitme diyordu.
Avuçlarında sıcaklığına sığınan,
Kendini sana teslim eden yüreğimi.
Üşütme, sevgisiz dünyada yalnız bırakma.
Artık senindi. Esirindi.
Aşkın zincirini takmıştı boynuna.
İstese de kaçamazdı.
Doyasıya yaşamak istedi sevdasını.
Hayat bulacaktı.
O bir damla yüreğine akan sevgiyle.
Yudum, yudum içemese de.
Yavaş, yavaş sevdası yeşeriyordu.
Hatta filizlenmeye başlamıştı.
Her zaman içinde korkuları vardı.
Ya! bu aşk bir gün biterse.
Kuruyacak mıydı?
yoksa meyvesini mi verecekti.
Ektiği sevda tohumları.
Zalim hayat…
Çelmesini takacak mıydı aşkının üzerine,
Kör makasla mı budayacaktı?
Kalbindeki yeşeren mutluluğu.
Aldırmıyordu zamana.
Hayatın kurduğu o sinsi pusuyu
Görmeyecek kadar kör olmuşlardı.
Derken…..Acı haber geldi,
Kapısını çaldı birden.
O kapıdan mutluk girsin derken,
Elveda bile diyemedi giderken.
Henüz gençti.
Böyle bir ayrılık çok ama çok erken.
Hayat yaptı yapacağını.
Kıskandı… ayırdı o büyük sevdayı.
Okunan salada aşkının adı vardı.
O güzel insan şimdi bir tabutun içinde,
Musalla taşının üstünde,
Namazının kılınmasını bekliyordu.
Ah Kader ah
Ne kadar acımasızsın…
Sevdası, aşkı, canı….
Şimdi kara toprak altında.
Toprağa giren sadece sevdiği değildi.
Kalbide ruhu da beraber girmişti.
Geride sadece yaşayan bir ölü bırakmıştı.
Günler, aylar belki yıllar geçecek.
Ama böyle aşk bir daha yaşanmayacaktı.
Zırhından çıkan bu yürek
Artık toprak altında kalmıştı.
Mezar taşına yazılan şu kısa yazı,
Sadece sevmiştim,yeniden doğmuştum,
Ama Şimdi buradayım.
Evet şimdi burada
Toprağın altında….
Ne umutları vardı gelecekle ilgi
Çabuk tükendi.
Nice hayaller kurmuşlardı,
Çok çabuk bitti.
Bir aşk öyküsü de burada
Böylece bitti.
NEVİN KILIÇ
Nevin KılıçKayıt Tarihi : 27.3.2008 12:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nevin Kılıç](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/03/27/bir-askin-oykusu-son-hickirik.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)