Bir Aşk Anatomisi Şiiri - Yılmaz Erbay

Yılmaz Erbay
51

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Bir Aşk Anatomisi

Nereye düşeceğini bilmeden,
Yağan yağmur taneleriydi gülüşlerin.

Adına Türk musikisi bestelemek geldi içimden.
Ruhumun sarhoşluğuna ortak olmalıydı bu beden.
Dünya ile bağlantımı kesip, delirmeliydim inceden.
İki elimin arasına almak istedim yanaklarını.

Tabi ki de söyleyeceğim çok şey vardı.
Bilecektin yaşadığım fırtınaları.

İlkbaharın yaza yaklaştığı günlerdi.
Mevsim huzur veriyordu…

Seninle yalnız kalmalıydım,
Ve bu sebeptendi yalanım.
Yalancının biriydim,
Sözde arkadaşlarla buluşacaktım,
Akşamın serin havasında parktaydım.
Ağaçların farklı yeşil tonlarını görüyordum.

Karanlık ağır ağır çöküyordu,
Geliyordun, narin kuğu edasında.

Gökyüzündeki yıldızlar parlaklığını kıskandı.
Kutup yıldızım olmalıydın.

Ayaklarım kesildi yerden,
Ruhum yanıyordu alevinden,
Ritimsizlik aldığımız elektrikten.

Papatya gülüşlerin kokunla ulaştı,
Hoş geldin nefesimin anlamsızlığı.

İki elini birden tutup çektim kendime.
Sol yanağındaki gamzeye, masum bir buse.

Hoşuna gitmişti samimiyetim.
Oturduk bir Bank’a konuşmaya başladık.
Havadan sudan derken,
Sordu: 'Yalanın neden? '

Sana âşık oldum bir tanem,
İşte bütün çırpınışlarım bu yüzden.

Durdu…
Nefesi kesilmişti sanki,
Suskunluğu ile sol omzuma yaslandı,
Eğildi ve öptü birden.

Durdum…
Nefesim kesildi aniden,
Taşkın akan sular gibi,
Aktı yüreğim bentten.

Zaman bizden habersizdi,
Ruhu yakalamış titriyordu beden.
Bitmesin! Ayrılmayalım bu geceden.
Gözyaşlarım yanında,
'Yarın buluşuruz' dedi giderken.

Arada boş saatler vardı çözemediğim,
Şu an penceremin önünde, yıldızları izlemekteyim.

Küçük bir şarkı geldi aklıma,
—Küçüğüm daha çok küçüğüm.
Bu yüzden saçmalamam-
Sabahı edemeyecektim anlaşılan.

Ne gündü ama diyerek yatıyorum.
Beş dakika…
On dakika…
Bir saat…

Derken kapı açılıyor, sen geliyorsun.
Uyurken izlemeye başlıyorsun beni,
Elinle anlımdaki teri siliyorsun,
Odam loş sense ay ışığım,
Öperek uzaklaşıyorsun.

Yıldıza doğru…

Penceremden giren yel uçuruyor perdeleri,
Saçma sapan bekliyorum güneşi,
Çarşafın altına girip sıktım avuçlarımı,
Gözkapaklarımı da kapattım sımsıkı,
Dalıp gittiğim sabahın ilk ışıkları.

Aralanan perdeden akan güneşin sıcaklığı,
Yolcu etti ellerim suya hasret bedeni,
Islandık işte neden kurulanma çabası,
Sırılsıklam âşıksın bırak bu kurtulma inadını.

Günün her rengi vuruyordu yüzüme,
Gökler, yerler, mekânım olmuştu bile.
Uçuyordum sevinçten.

Sabırsızlıkla bekledim buluşmayı,
Neden titriyordu ki bedenim?
Neden hızla atıyordu kalbim?
İki saatimiz vardı paylaşmaya,
Zamanda hep ayrılıktan yana.

Sayende tattım güzellikleri,
Sevmiştim verdiğin sevgiyi,
Ruhum ebedi mahkûmun,
Bedenimse kölen şimdi.

Yılmaz Erbay
Kayıt Tarihi : 20.9.2008 21:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yılmaz Erbay