Yavrum, canım oğlum...Doğdun acılarla, Rabbim nasılda sığdırmış onca çileyi...Ben de isterdim koşup oynamanı, sende isterdin. Nasıl mutlu olurdun. Kim bilir her topu yakalayışında, her adım atışında, kadife sesinde söylediğin her şarkı sözü, her mırıltı, nasılda mutlu ederdi beni? ...Sende mutlu olurdun. Benim gülümsediğimi görerek, kaç kere söylerdin. “Anne,Baba” kelimelerini bir gün içinde. Kaç kere ağlardın. Sürekli ağlardın sesini duyurmak için bizlere hatırlamıyorum... Ama, kollarını bana her uzatışında, elini öpmen için verdiğinde, sesini duyurmaya çalıştığında, nasılda mest ederdin beni... Binlerce kelimenin dürüldüğünü, bakışlarınla anlatırdın. Bana kendi dünyanın hayallerini, isteklerini... Canımsın! ...Sen benim! ... Sevgili Çocuğumsun! ...Seninle ne kadar çok acıyı paylaştık. Bilir misin? ...Hastaneler evimiz olmuştu. Hâni, olsun. Seninleydik ya... Seni seviyorum yavrum. Her hâlinle seviyorum. İşte, senin teninde duyduğun acıları ben yüreğimin derinliklerine gizledim. Bir kor ateş ki yanar yüreğim. Sana batırılan her iğne, benim yüreğime batırıldı. Canının yanmasını ister miyim ben senin? ...Senin canının yanması benim dünyamın kararması idi.... Senin çektikleri
ni bir ben bilirim... Benim acılarımı da sen... Ah! ... Yavrum herkeste olanlar sende yoktu. Ama, kimsede olmayan bir şey vardı. Sende...Göz yaşlarımı okurdun sen. Ellerdin düşüncelerimi. Yüreğim ağlardı. Yüreğine yol açardı. Göz yaşlarım. Saçlarını okşardım. Dudaklarını büzer, elimi başına götürür. Defalarca öperdin. Yanaklarımdan, Ama, günler çabuk geçiyor, yavrum. Benim bütün çabam senin iyiliğin içindi. Seni biraz daha hayâta bağlamak ve güzellikler sunmak için...Çiçek oğlum...Benim...Sana sarılmak, bağrıma basmak istiyorum. Seninle yaşayacak güzel günlerin özlemini çekiyorum.
Türkiye Gazetesi, 14 Kasım 1999/ Pazar
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...