Bir anne, bir kız evladı ile ağlayıp, feryat figan ediyordu.
Kâh ağlıyor, kâh dövünüyor, gözyaşlarını sel ediyordu.
Bir annenin, bir kız evladının ağlaması gök kubbeyi yıkıyordu.
O, öylesine bir feryattı ki, arş-ı alâ bile çınlıyordu.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
O oğul, şimdi al bayrağa sarılı, bir tabut içinde yatıyordu.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem