Zaman bir ulufenerin gölgesi misali; ışığa çalan günkalıntısı görünmeyi nahoş sayan rengi
kimin öznesiydi yılların,
izleri silinmez vazgeçtiklerimizin, peşimizi bırakmaz unutmaya çabaladıklarımız
meğer ne vefasızmış zaman
maddenin esrarı gelir-geçer kaidesi
ve geleceğin bilinmezlikleri içinde çırpındıkça
bir hüzün çiçeği misali oradan oraya savurur zaman
kardan adamlarımızı eriten değilmi öfke sıcakları
çırpınmak nafile içtenlik kazandı akıl savaşında
beklemeye kalmışsa takat, gizem içinde saklıymış hüsn-ü an
özümüz ışıktır, ışıktandır; yanıtsız bir muamma erdemimiz
ey maceraların yorgun yeniği
hala habersizmiyiz yüreğimizden, gözlerimizde cam kırıkları
şekvacı olma bu halet-i aşktan,
tarifi imkansız gardını almak için artık çok geç inan
muhabbetullah mertebesinde yoldur mahbubun
ah melankoliklerin kalliopesi,
yine kimlerin düşlerini süsleyeceksin, kimlere ilham vereceksin
düşünce potasında eriyenler pir-i fani oldu yolunda, yenileceksin
silindikçe unutmaya çalıştıklarım, başkalaşıyor hatıralarda
uykum var sözlerime
gönül hüzzam makamında ağır ve derinden
Kayıt Tarihi : 14.3.2008 22:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!