Daracık pencerenin kanatlarından giren bir ışık süzmesi aydınlatıyordu yarım yamalak loş odanın bir kıyısını cılız vuruşları ile batacak olan güneşin
Recep Emmi kararmış isli mangala aldığı tezeğin korunu eşeliyordu mat grimsi maşası ile
gözleri aynı noktayı vuruyor düşünceli dalgın
Ali Dayı gömülmüş tespihinin tanelerine şakırtılarını duymaksızın çeker biteviye ardı ardına sıraladığı bilmem kaçıncı dua ya da suresinde çöreklenmiş zihni kaderini çeker gibi
İbiş bağdaş kurup oturmuş bulgur taşının oturuşu gibi yontuyor yontuyordu elindeki çakısı ile kaderindeki kötülükleri kesip atar gibi küçük bir ağaç çubuğunu bazı hırslı bazen sakin
Hasan Ali bir o yana bir bu yana gidip geliyor şeytanının önünü keser gibi ara sıra hızlanarak bacaklarının çarpıklığına aldırış etmeden eşikle teneke soba arasında
Yusuf ağızlığını derin derin çekiyor avurtlarını doldura doldura üfürdüğü zehir zıkkım dumanın şekillendirdiği hayalinden haz almaya çalışıyordu
Belinden çıkardığı tabakasından parmaklarının arasında yuvarlayarak sardığı sigarasını bir kürek gibi uzattığı dili ile yalayarak yapıştırmakla uğraşıyordu Halil Ağa
Hepsinde de Osmanlı’ nın son döneminin uyuşukluğu çöreklenmiş gibi bir hal vardı
Odanın ağırlığı çökmüş olacak üzerlerine bir uyuşukluk bir miskinlik hepsinde de kaderlerine razı edilmiş sömürgeler sanki her biri
Ne bir tutam aydınlıktan
Ne Recep Emmi’ nin karıştırdığı mangaldan
Ali Dayı’ nın tespihinden
İbiş’ in yonttuğu sopadan
Halil Ağa’ nın tabakasından
Ne de Yusuf’ un üfürdüğü dumanla
Ha bire adımlayan Hasan Ali’ den ses çıkmıyordu
Sen sanırsın dilsiz oyunu oynayan tiyatro oyuncuları hepsi de
Ama iyi bak onlara iyi oku görür gözü ile gör onları yurdumun her karışında onların ayaklarının tozu alınlarının teri bileklerinin gücü ışıldamakta
Kara saplı bıçak gibi saplanmış çöreklenmiş umarsızlık zihinlerine olsa da kaç yazar potansiyel güç emek
Kimi soğuğun dondurduğu ekinleri yiyecek ekmek bulup bulamayacaklarını
Kışın bu gidişle uzun süreceğini ayvaların bolluğundan
Damların karını kürelemenin gerektiğini
Kimi hasta öküzünün kocamış gözlerle garip garip bakışını Elif’ in Kağnısı’ na koşulu gibi
Doğurması yaklaşmış koyunlarının bıldırdan daha az mı sürüsü olacağını düşünüp hayallerini kurar aydınlık yarınlarının kim bilir yabana el açmadan yaşayıp yaşayamayacağımızı hükümetin gözü ile
Yanılmıyorsam Halil Ağa dışarıya çıkıp Salih Çavuş’ tan tütün almayı bir an önce
Hasan Ali gün indi inecek atlara su vermeye gidip gitmemenin hesabında ki adımları bir kapıya varıyor çıkacak gibi oluyor bir geri geri kaçıyor
Yusuf biraz daha keyifli görünüyor ötekilerden ya derdi biraz daha az olacak ya da kim bilir akşama düşündüğü yatak keyfini hayal ediyor olabilir
Ara sıra bir Ali Dayı’ nın Allah deyişi sessizliği bozuyor
Yüzünün şekilden şekle girmesine bakılırsa yeni bir konuya geçiyor usundaki yaşam tiyatrosu her Allah deyişinde
Gün her geçen zamanda çekilmekte perde perde tepelerin ardından kızıllığında boğulurcasına
Her saniye odaya bir kasvet biraz daha karanlık biraz akşam daha dolduruyor torbalarcasına
Recep Emmi’ nin bir of çekişi ile irkildi odadakiler
Başını kaldırdı mangaldan uzun kış uykusundan silkinircesine uyanır gibi doğrularak baktı baktı karşı yamaçların ufuklarına
Bakışları biz köylülerin hali bu işte der gibiydi
İşte yine bir akşam daha oluyor her akşamlar gibi bu akşam da
Bir akşam daha oluyor.
Kayıt Tarihi : 29.11.2008 20:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir uçtan bir uca Anadolu' mdan insan manzarası desem!
![Ahmet Emer](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/11/29/bir-aksam-bir-aksam-daha.jpg)
Saygılarımla.
Tebriklerrr
Saygılar.
saygılarımla:
rr.akdora
TÜM YORUMLAR (18)