Gökyüzünün gecesinde durdum
Ben gök yüzünün o kara yüzünde durdum
Bekledim ki, unutmak için kırıntılarını şehirlerin
Sanıyordum.
Bütün dalgalarından körelmiş bir denizin
Başka bir eşya gibi, sonra
Tanımadığım bir kaya yığının
Beni ezmeye çalışması gibi
Böyle sanıyordum.
Sadece kendimle sanmak mı
Ürktüm ve sadece kendimle kaldım.
Ve zaman
Bekleyen ben değilim şurada
Yarık gövdemden daha büyük
Belli belirsiz bir sıkıntı var görünmekte
Başımı gövdemden arkaya çeviremem
Yağmur gürültüsü bir yanda
Bir yanda yarık gövdemi ikiye bölen testereler
Bir gün şeklim belli olur
İkiye bölünmem hep bir olurum
Kuruyup unutulmam bulunurum
Bir şeyler karalarım kara ile kara geceye
Köklerini kaybetmişler tarafından bulunurum
Nedir bu üstümde başımda kokan
Elim ayağım olan sessizliğim
Bu siyah gün doğumlarında ne'yiz
Işığını kaybedip karanlıkta kalanlar
Nefes alanlar, almayanlar ve alacak
Almayacak olanlar
Nedendir bu sessizliğim
Yürürüm kendi içimde
Uçları ayaklarıma doğru uzanık bir ayakkabı ile
Desem size derim varsa kelamım
Size ederim
Bıçakları ayaklarıma takanlar
Sessizliğe sessizlikle ve yalnızlığa yalnızlıkla
Parmaklarım uzanır şehirlerin kırıntılarına
Yemeğimde serzenişler ve ölümler
Bir duvar gibiyim duruşumla
Kaldırın bu sofrayı önümden
Nefretten daha eskiyim
Kayıt Tarihi : 15.12.2020 23:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!