hayat hep hüzünlü çığlıktı
dokundum tellerine icimden akan ezginin
gözü kaçmış beş numara şişteydi aşk
geldi ve çekti biri ipini
dayansam
kapın akşam
dokunsam
ellerinde kelepçeli şehir
hangi dağına kaldırsam seni bu eşkıya ruhun
hangi mağaranın kuytuluğunda sarsam
hudut mu olsam yasaklı ülkene
böyle upuzun yatan ceset olmuşken
aksam mı gözlerine nehir nehir
hadi söyle
hangi günün ikindisinde gömülmeliyim seninle
biz hamam böcekleriyle çekildik bu şehrin nemli ıssızlıklarına
şimdi en mahrem yerlerin upucun kılları arasında dolaşan günahız
şehvet suları değil sensizliğimize bakıp organlarımızdan akan
coplanmış düş... üflesen yıkılacak enkaz
ve ben bir milim ötende duran yelkenli şaşkın ve soluksuz
vurgun yemiş denizine saldığım her gemi
oysa yaşamak vardı
ekmek arasında alıp istavriti
senide katıp önüne bu iskeletin
altını üstüne getirip
eminönünden unkapanına dişleye dişleye
yeniden yazmak bu serüveni
istermisin parklarda hortlasın yeniden aşk
yeniden yıldızlarla donansın gökyüzü
güneş başka doğsun
sen güneş olup başka vurmuş ol leylaklarıma
ve hergün aynı karmaşalıkla beynin en ufak kıvrımlarında dahi
yitirmeden sevincini
durmadan birbirine sarılan iki sarmaşık olalım
sen daha başka ol bana
ben daha başka olayım
uzansın kıyılarımıza lodos
ve biz hep boğulalım
mora dönüyor tüm renklerim
sıçrıyor kan morda beynime
ağlıyorum işte bak
hadi durdur icimdeki sağnakları
hadi kalk...
öte dünyalarımın adamı
benbahar1111
Sultan İnanKayıt Tarihi : 21.2.2006 21:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (4)