Aynı günün farklı dilimlerinde farklı yerlerde,aynı şeyleri düşünüyorduk beklide farklı duygularla,o benim gibi yalnız olmayabilirdi,yalnızsa da benim suçum değildi,
Belki de benim yalnız olduğumu bile bilmiyordu, bilse de bir şey değişmezdi,değiştiremezdi
O bensizliği seçmişti ben ise yalnızlığı,ondan başkası giremezdi hayatıma,o zamanlar öyle sanıyordum,çünkü ruhum çok hırpalanmıştı ve bir aşkı daha kaldıracak gücüm kalmamıştı, korkuyordum belki de, tam aşık oldum derken ayrılmaktan,daha son provayı yaparken oyunun bitmesinden,yeniden yıllarca kâbuslarla yaşamaktan,ya da tekrar zedelenmekten korkuyordum, her aşk bizim aşkımız gibi kısa sürmüyor bazı aşklarda gerçek mutluluğun tadına varılıyordu belki, ama ben anlık aşkların yasını tutarak kendimi harap etmekten bıkmış, zaten viran olmuş gönlümü yeni aşklara kapatmaya karar vermiştim o gün, artık fırsat vermeyecektim beni kırmalarına, ruhumu yormalarına,bedenimde onarılmaz tahribata yol açmalarına…
Çok sordum kendime; acaba o halâ eline geçen her fırsatı değerlendiriyor muydu, hiç kendini lanetliymiş gibi hissediyor muydu, hiç yalnızlığın dayanılamaz sancılarını tatmış mıydı, yüreğinden hiç sevgi damlaları akıyor muydu, damlarken bir şeyler kaybetmenin acısını yaşıyor muydu, ya da hiç sebepsiz bir şeyleri yitirirken kendini sorguluyor muydu, ya hiç yaşamadı ya da umurunda olmadı, nasılsa farklı rollerde farklı sahnelerde farklı kişilere oynadığı gibi benim sahnemde de bana başarılı bir oyun sergilemişti….
Uzatırdı mevsimölçerlerini
Tıkabasa yaprak arka pencere
İnsan iki kişiyi sevebilir mi
Onunla aşkımız, o diyorum ona,