Yağmur yağıyordu
Pencerenin camına düşen her damla
İçinde taşıdığı kelimeleri fısıldıyor gibiydi
Küçük loş odada yalnızdı her zamanki gibi
Yalnız kalmaya alışmıştı artık
Ama bu gece başka bir şey vardı havada
Bir veda kokusu
Bir susuşun sonsuzluğa dönüştüğü o anın kokusu
Elindeki kahve soğumuştu
Bardağın kenarında parmak izleri kalmıştı
Tıpkı hayatındaki izler gibi silik ama bir türlü geçmeyen
Gözleri pencerede değil geçmişteydi
Bir gülüşünü hatırladı kadının
Sonra bir susuşunu
Ardından bir bakışını
Ve en çok da adamı hiç sevmeyişini
İç çekti
bu sefer derin
Ciğerlerinin içini yakan yüreğini ezen bir iç çekişti bu
Elini kalbine götürdü
Kadına büyük bir inançla verdiği o kalbe
Ne çok sevmişti onu
Dünyanın bütün yükünü sırtlayıp da
Onun bir gülüşünde unutan bir adam olmuştu
Ne çok affetmişti kendi içinde
kadının haberi olmadan
Paramparça olmuştu ama yere düşmeden kendini Toplamıştı
Ama şimdi
Şimdi yüreğine döndü
Çatlaklarla çiziklerle delik deşik olmuş bir şekilde
Ve o an anladı
Ben bir kadını değil
Kendimi kaybettim bu yolda
Kalktı yerinden
Kitaplığın alt rafından tozlu bir kutu çıkardı
Içinde ona yazıpta gönderemediği mektuplar vardı
Kırılmış yanlarını yutkunup söyleyemediklerini
Sabrını suskunluğunu anlatan satırlar
Yavaşça kutudan bir mektup seçti
Ve el yazısıyla bir yenisini eklemeye başladı
Bir kadının sahip olabileceği en güzel serveti kaybettin
Çok seven bir adamın kalbini
Yazdı
Sonra usulca mektubu katladı kutunun içine koydu
Kapağını kapattı
Ve fısıldadı usulca
Artık bu kalp seni sevmeyen bir adama ait
O gece o kutuyu hayatıyla birlikte gömdü
Balkona çıktı
Yağmur hâlâ yağıyordu ama artık üşümüyordu
Çünkü ilk defa kendi kalbine sarılmıştı
Ve gökyüzüne bakıp sessizce gülümsedi
Artık seni değil kendimi seviyorum
Kadın
yıllar sonra ilk kez o sokağa geri döndü
Adımlarını ağırlaştıran yalnızlık değildi sadece
İçindeki keşkelerin nedenlerin
Pişmanlığın yükü çökmüştü omuzlarına
Zaman geçmişti
Ama bazı şeyler bazı insanlar
Gidince değil sustukça büyüyordu insanın içinde
Tuttuğu yeni evin bodrumunu gezerken buldu kutuyu
Üzerinde toz köşeleri yıpranmıştı
Ne olduğunu bile bilmiyordu
Ama içini açar açmaz tanıdı o yazıyı
O el yazısını
Parmakları titredi
Gözleri satırlarda gezinmeye başlamadan önce yutkundu
Bir şey olacağını hissetmişti
Bir söz çarptı gözüne
" Bir kadının sahip olabileceği en güzel serveti kaybettin Çok seven bir adamın kalbini "
Satırın sonuna geldiğinde kalbi sızladı
Gözleri doldu içinden bir parça koptu
Bir mektup daha açtı
“Senin sustuğun her gece ben içimde bir dünya yıktım
Senin haberin bile olmadan kaç gece kendimi unuttum
Seni sevmek affetmekti seni sevmek yok sayılmaktı
Ve ben her defasında yok olmaya razıydım ”
Gözyaşları damladı satırların üzerine
İlk kez
İlk kez bu kadar pişmanlık hissetmişti
Çünkü artık çok geçti
Bir yudum aldı elindeki su şişesinden
Sanki boğazındaki o pişmanlığı yutmak ister gibi
Ama geçmiyordu
hiçbir şey geçmiyordu
Dizlerinin üstüne çöktü
Karanlık sessiz bodrumda
Kendi kalbinin sesini ilk kez bu kadar net duydu
Ona gitsem yine sever mi beni sordu kendi kendine
Cevabı yoktu
Çünkü bazı mektuplar
Zamanında okunmadığında sadece kâğıttan ibaret kalırdı
Ama bu kâğıtlar
Onun boynuna dolanan zincir gibi ağır
Gözünden süzülen yaşlar gibi sessizdi
Başını eğdi fısıldadı
Sen çok sevdin
ve ben hiçbir zaman hakkını veremedim
Senin gibi seven bir adamı susturdum
Kadın o gün iliklerine kadar hissetmişti
Pişmanlığı
Çünkü bir daha o adamın kalbinde yer edinemeyeceğini biliyordu
Kutu kapandı
Adam gitti kadın bitti
Çünkü bazı aşklar tekrar başlamaz
Bazı kalpler sadece bir kez açılır
Ve bazı adamlar
Geri dönülmeyecek kadar çok yara almıştır.
Kayıt Tarihi : 5.8.2025 03:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.