Önce taşları oyup, mağara yaparak barındı insanoğlu. O zamanlardan beri barınak olarak inşa ettiği her mekanı bir yuva kabul edip, süsledi. Mağaraların duvarlarına resimler çizmekle başladı; sonra bu mağaralara kimi bölmeler yaptı.
Bir dönem sonra duvar yapmayı öğrendi ve barınmak için inşa ettiği yapılarda taş kullandı. Yalnızca barındığı evleri değil, topluca yaşadığı şehirleri de taş surlarla çevirerek korudu.
Barınak ve korunak olarak inşa edilen yapılar da yetmedi; insanoğlunun birlikte yaşama kültürü geliştikçe ortak mekanlar çıktı ortaya: İbadethaneler, okullar, eğlence yerleri, kütüphaneler...
Binlerce yıl önce yapılmış taş yapılar, bugün halen hayranlıkla izlediğimiz, ihtişamıyla gözlerimizi kamaştıran güzellikte öylece karşımızda duruyor. Dünyanın yedi harikası olarak bildiğimiz muhteşem sanat eserlerinin hepsi taştan yapılmış. Ve bugün insanoğlu, teknolojiyi getirdiği noktada bir sekizinci harikayı yaratabilmiş değil.
Ancak insanoğlunun taştan vazgeçeceği de yok; yine en görkemli yapılar doğal taşlarla yapılıyor. Mimarinin en gözde malzemesi yine taş. Kimi plakalar halinde kesilip, cilalanarak kimi doğadan çıktığı gibi kullanılıyor.
Doğadan çıktıktan sonra ticari olarak işletilebilen en eski inşaat malzemesidir, doğal taş. Tarih boyunca insanoğlu tarafından yapılarda ve anıtlarda güzelliği ve dayanıklılığı sebebiyle kullanılmış.
Taş ocaklarından, homojen atmosfer etkilerine dayanıklı teknolojik özellikleri bakımından yapı işlerinde kullanmaya elverişli taşlara 'doğal yapı taşları' deniliyor.
Doğadan çıktığı gibi veya küçük bir işlemden geçirilerek kullanılan taş, yapılara çok daha etkileyici bir estetik katıyor. Ancak bu tip uygulama hayli külfetli ve maliyetli. Doğadan çıkarıldığı haliyle kullanılan taşı, uzun işçilik süresi ve sabitleme zorluğu nedeniyle yüksek yapılarda kullanmak neredeyse imkansız. Bu gibi yapılarda kesilmiş, ince plakalar haline getirilmiş ve cilalanmış taşlar kullanılıyor. Taşlar doğal haliyle daha çok özel yapılarda ve otel, kültür merkezi gibi çok katlı olmayan yapılarda tercih ediliyor.
Taş sadece yapılarda değil, peyzajda da çok gözde bir tercih. Kimi çevre düzenlemelerde taşa benzer beton kayalar kullanılsa da bu oldukça basit kaçıyor ve ancak parklarda, topluma açık bahçelerde kullanılıyor. Özel yaşam alanlarında ise doğal taşlar tercih ediliyor. Bahçelerde yürüme yolları, barbekü köşesi, küçük göletler, bahçe duvarları doğal, işlenmemiş taşlarla yapılıyor.
Taş ev yaptırmanın pek çok zorlukları var. Eğer İstanbul gibi bir metropolde yaşıyorsanız taşı ancak taş satıcılarından temin edebilirsiniz. Bu da hayli yüksek bir maliyet demek. Daha önemlisi ise taş ustası bulmak. Çünkü onca para yatırdığınız, hayalinizdeki evin yapımını ustalığına güvenmediğiniz birine emanet edemezsiniz.
Taş ustalığı, yapıların kesme ve yontma taş kullanılarak yapıldığı dönemlerin gözde mesleğiydi; her ne kadar günümüzde gittikçe azalsa da iyi taş ustaları bulmak mümkün.
Eskiden taş ustalığı birkaç sınıfa ayrılıyordu. Taşları ocaktan çıkaran ustalar, kesme ustaları ve taş yapı ustaları.
İyi bir taş çıkarma ustası taşın damarını bularak balyoz ve keskiyle istenilen boyutta taşı çıkarabilirdi. Bu da tamamıyla taşı çıkaran ustanın maharetine bağlıydı.
Kesme ustalarıysa mimarın veya yapı ustasının isteği doğrultusunda taşları keser, şekil verir, desenler yapardı.
İşin en büyük kısmı ise yapı ustasındaydı. Taşın ocaktan nasıl çıkarılacağından nasıl kesileceğine kadar tüm aşama onun kontrolünde olurdu. Nasıl bir yapı ortaya çıkaracaksa onu ocak ve kesme ustalarına iyi anlatması gerekiyordu.
Bugün böyle bir silsile maalesef kalmadı denecek kadar az. Sadece Mardin, Midyat, Urfa gibi bölgelerde kaldılar. Batı yörelerimizde özel evler yapan ustalar ise kesme taştan çok, taşları doğadan çıktığı haliyle kullandıkları yapılar yapıyorlar.
Büyük şehirlerin civarlarında, örneğin İstanbul'da Kemerburgaz-Göktürk bölgesinde çok sayıda doğal taş satıcısı var. Gerek yapılarda kullanılacak gerek peyzaj malzemesi gerekse iç dekorasyonda kullanılacak çok çeşitli taşları bulmak mümkün.
Doğal taş yapılar, Anadolu tarihinde çok eskilere dayanıyor. Ancak bu doğal ve estetik malzeme, yalnızca bizde değil, her kültürde yerini almış bir fenomen. Bugün hala Avustralya'dan İskoçya'ya, dünyanın her yerinde doğal taşlardan örülmüş duvarlar, mutlu yuvalar görmek mümkün.
Mesut BıyıkKayıt Tarihi : 19.10.2009 03:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dergilerde yayınlanan yazılardan.
![Mesut Bıyık](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/10/19/binlerce-yildir-vazgecemedigimiz-dogal-tas.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!