Bin Yıllık Hasret Şiiri - Ali Arı 2

Ali Arı 2
57

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bin Yıllık Hasret

Otuz beş bahar, sanki bin yıldı,
Yollarında gözlerim yaş ile doldu.
O köyün dağlarını duman mı aldı?
Ben de gurbet elde kar boran oldum.

Yaralı gönlümde dinmez bir sızı,
Unuttun sanırım baharımızı.
O eski yollar da yabancı şimdi,
Gözlerim arar bir tanıdık izi.

Dağlarında şimdi kar boran oldum,
Yürekte dinmeyen bir acı gibi.
Çocukluğun o şen kahkahası,
Şimdi sessizliğe karışmış gibi.

O çeşme başında verdiğin sözler,
Hangi rüzgarlara karıştı gider?
O sevda çiçeği soldu mu acep?
Benim de ömrüm gurbette biter.

Yollarında şimdi kar boran oldum,
Yüreğim üşüdü, kalbimde elem.
Bu bahar geldim de ne buldum sanki?
Geçen yıllar benden aldı bir şeyler.

Kemter Abdal eyler, bu hasret uzun,
Sanki bu ömrün baharı hüzün...
O köyün toprağı bir hayal oldu,
Gözyaşım dinmedi, sel olup aktı.

Ali Arı 2
Kayıt Tarihi : 21.4.2025 16:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şair, memleketinden ayrı geçen otuz beş yılın ona bin yıl gibi geldiği, yollarını gözyaşlarıyla beklediği derin bir hasret içindedir. Gurbetin soğuk yalnızlığında, çocukluğunun neşeli anıları artık uzak birer hayaldir. Geçmişte verilen sözlerin rüzgarlara karıştığı, sevda çiçeğinin solduğu düşüncesiyle yüreği burkulur. Baharın gelişi bile bu derin özlemi dindiremezken, geçen yılların ondan neleri alıp götürdüğünü acıyla fark eder. Kemter Abdal, bu uzun hasretin ömrünün baharını hüzne çevirdiğini, köyünün toprağının artık bir hayal olduğunu ve gözyaşının sel gibi aktığını dile getirerek, gurbetin yıpratıcı ve kalıcı acısını dokunaklı bir şekilde özetler.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!