Doğumdan ölüme aldığım yolda
Ne gülümsedim ne de bir güldüm
Ayağım tutmadı girdiğim kolda
Dün bir kere , bu gün bin kere öldüm.
Çocuktum genç oldum dağıldım durdum
Dalgalara geldim kenara vurdum
Yaş kemâle erdi dedim duruldum
Dün bir kere, bu gün bin kere öldüm.
Aşk dedim meşk dedim nefse uyarak
Yaş elliye geldi dünden kayarak
Nedâmet şehrinde konaklayarak
Dün bir kere, bu gün bin kere öldüm.
Sondan bir önceki durağa geldim
Kendimden kaçarken ırağa geldim
İlim tarlasında kurağa geldim
Dün bir kere, bu gün bin kere öldüm.
Ateşim içimde dilimden yandım
Bu devran bu şekil sürecek sandım
Mânâyı bilmeden şekline kandım
Dün bir kere, bu gün bin kere öldüm .
Paya düşen vakit dolmuş takvimde
Ek süre talebi yoktu aktinde
Hiç kimse görmeden seher vaktinde
Dün bir kere,bu gün bin kere öldüm.
Yoktan var oluşum, ebediyete
Yolculuk dayanır sebebiyete.
İyilik kötülük bağlı niyete,
Dün bir kere, bu gün bin kere öldüm.
Sıralı sırasız ölüm beklerken
Takvimlerden bir yaprak eksilirken
Gözlerim yollarda kalbim tek'lerken
Dün bir kere, bu gün bin kere öldüm
Efil'im dünyada ham'dım haşindim
İrkildim titredim sonu düşündüm
Neye sayarsn say kendim kaşındım
Dün bir kere, bu gün bin kere öldüm.
Kayıt Tarihi : 18.1.2024 14:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!