İçimi ısıtan münakaşaların azgınlığı
Ve bir dağın yamacından sarkıtılan
Bir fahişenin dokunaklı, kimsesiz suskunluğu
Mum ışığında belli olurdu, bütün aşklarımın
Parmak ucunda kaçış planı
masanın örtüsünü tutuşturan
Ve bir orman yangınına,
kundakçılık yapan ayrılık,
İçimizi ısıtan bir kıvılcımdan gebe kalmıştı.
Öksüz tabloların cüretkâr insanlarıydık,
Yüzümüzü maskeleyen gülüşlerden sıyrılmıştık.
Yalnızca bu nankör dolduruşlarla,
mavzerleri saklamadık.
Bir kıskançlık krizi haline bürünmüştüm
Yanardı canım, hudutsuz sözlerle
Çünkü uzaktaydın, bin ışık yılı girmişti aramıza
Bir dokunuş, bir çift göz
Ensenden, dudaklarına
Karnının, iç çekişinde tepeleşen yamaçlarına Uzaktım.
Yanardı canım her öptüğümde onları,
Göğüslerinin kuytu ücralarından,
Soluk soluğa seviştiğim dakikalardan,
Kadınların ahı kalırdı üzerimde.
Yine de şanslı sayardım kendimi
Ustaca yalanlar eksilmezdi ağzımızdan
Ve eksiklikler unutulur ömrümce.
Bin ışık yılı kadar hasretim birikti
Bin ışık yılı kadar uzaktan,
Seviyorum seni.
Kayıt Tarihi : 14.9.2024 20:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Toprak Sağ](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/09/14/bin-isik-yili-uzaktan.jpg)