Bilseydim Aşkın Ateş Olduğunu

DİVAN ŞİİRİ

BİLSEYDİM AŞKIN ATEŞ OLDUĞUNU

Hangi çağda seni gölgesine alan bir sine vardı?
Aldığını kim nerede bıraktıysa, bir berrak kul olup ta bu gün neden ruhsarı sarardı?
Haşmetinin ihracını nerede bıraktıysa, bir tavrı eda gibi, dal budak çürümüş kapkara hamule,
Altın simle döşeli Beytullah varki; her faninin döndüğü ilahi yer o kıble
Ben o yönde bekle demiştim sanada sen Nil'de yüzüyorum demiştin ya;
Tam oradan dökülen yine senin gözlerinde kalan damlalar,
Bir yerde saklanmış gibi o gözlere yeniden habbe.koyardım.

Senin dokunaklı lisanınla ben kendimi kırbaca bağlandığım yerden kopardım
Ne çare zindan sonu uçuşan güz dalına misal olmuş gibi,bir yaz günü geliyor insan bu hale
Güllerin hepsi perişan bu avazemden nadermanım, naçarım ne yapayım
Bileydim ki o gün bana son selamıyla geleceğini,Rabbı Celilin güzeliliği adına güzel olanların kapısına bir gül koyardım.
Hangi aşkın tonozunda akan seller içinde uyudum güneşi görmeden esintide ve soğuk kimsenin bilmediği bir alem gibi bir mahal
Bu yolları yeniden bulmaya ruhsatım olaydı elbette yolların kenarına nurdan ışık koyardım.

İllaki benim güzel dediğimi binbir renge boyadı koydu gitti bu hale
Benim zanatım değil, saçlarına taktığım tezyinimle, leblerinde cennetin bir yanı tuba toprağında meyve yaprağı,
Bilseydim dünya bu kadar güzel yahut güzel eden bir nesneye , cevabım olaydı yazdığım her satır altına bir istifam koyardım.

Bilmemki cennetin gülüzarından banada sanibolmuşta ben gafletimden delale
te düştüm göremedim mi?
Amma bahar olsun olmasın her dalda açan çiçeklere gönül koyardım
Dikeni teskin etme dileğiyle, beher kurumuş dallar altına toprak koyardım

İsterdim ki semadaki yıldızların güzelliği gibi dünyanın toprakları çiçeklerden görünmesin çiçekler gibi güzel olsun;
Esmesin kıracak kadar bir gürzün vuruşuyla badi saba
Dallar nazik olur, kırılırsa belki de bir daha açmaz olur çiçekler.
Çiçeksiz bir dünyaya düşünce gözlerimiz kör, ayaklar yürümez olur
dünya işte bu kadar anlamsız .
Dünya güzelliği ile güzeldir,. değilse maazallah bir kayalıkta adı bilinmeyen canavarda o zaman güzel olur.
Elbette teccalın mızıkası da bu güzelliğe dahil olur
Ben çizmedim o tabloyu oymak oymak saçlarına ilmik örmeyi
Ilgıt, ılgıt olmayı badi sabada salınan ekinler ne kadar güzel olur
hakiden semanın altına serilmiş mavi atlas gibi deryayı umman olur.
,
Kıyıların uzaklarında şatoların kalıntIları bir yanda serap içinde virane hanları
bir yanda atiyi düşünerek yosun tutmuş yerleri siyahi renkte boyardım.
Her bakışta bu ilahi hatıra gibi bu güzellik bir aşka sebep olur
Bu halleri yaşadıkça bana aşkın ateşi ihsan oldu.
Bilmiyorum ben seni andım halbuki sadece seni amma bana ne oldu
Bir rüyada Safevi hanına sordum ki seninde saltanatın vardı akıbetin ne oldu?
Ya hakikatı dinlemeliyim, ya perişanı bi perva hangi darda kalacağımı bilmeden
Yakıp geçerken her kelamında adını söyledim ben senin ey yar!
Benim helal sandığımı, bana haram dediler ondanmı bilmediğime kelamı edince
Dur dünya dedim,, dünya durmadı., Anladımki niyazım müyesser olmamış kabule
Vesile muhtemel bir teşevvü pusat olmuş gibi ola gelmezmi
Ne fayda kadran erken vurunca tanın yaklaştığı akıldan bir anda geçiyordu elbette zaman
Bileydim akıbet aşkın ve sevdanın ateş olduğunu götürüpte gözyaşım düşmeden toprak üstüne nergis koyardım.

Enver Ünver
27.4.2018-06.17.Bilseydim aşkın ateş olduğunu