.
eski bir gurbet ağıtı…
Ağrılarından sonra
isim bulamadığı yalnızlığa
sevip de kavuşamamaya doğru
kendi yongasını yerden toplayan
yeni öğrenmişken bulmayı
kaybetmeyi yaşayan
henüz on üçünde
yirmi beşlik düşünen
bir deli oğlanın
gurbet yaşarken
kafasında sevdiği varken
harç yapmayı iş edinmişken
nasıl bir mektup yazsam da ki dağılışı
Memedin ağzı bir garip İstanbul;
Bigün bi vapurum olacak
seni alıp gidecem buralardan
nere deme
bende bilmiyem
bir olduğumuz yere işte
Bilisen
seni hep sevmişem
seni bazen öyle özliyem ki
sankı gış ortası ateş sariy içimi
düşüniyem bizim oralarda toprak kavruli
benim içimde elimde dağıli
hani rüzgar olisen
gelisen bana
sana karışıyem
düşüniyem işte
niye gelmisen diye
toprağın kederi ufalanmak değil biliyem
suya karışmak işte diyiyem
Ne zaman oturiysem mindere
elimde ekmeğim
baniyem birkaç
gerisi gelimiyi sonra
yakiyem bir cigara
çekiyem içime
sonra ağlıyem
uyuyup kaliyem
sen bilisen
seni nasıl sevmişem
uyandırırsın diye bekliyem
bilmisen bilirem
bilsen gelisen
Yüreğim ağri nazire
naz diyidim ya sene
naz yakışıydi
gara gözlerin
güldümü öle
seni kendim gibi sevidim
Bende gülidim
ne zaman sen gitdin
ben gülmeyede küstim
bilisen
goncam
yüreğimin nazı
söyle bir vakıt
ne zaman dönisen
30 10 2005
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 13.9.2006 01:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)