Bilonsa
kavruldum el değmez mermer ayazlığında
soğuran vantuz içinde dağılır cam kırıklıkları
susuz içilir aşk şarabı acı kahve öncesinde
göz görmeyen gecede çitten atlatırım koyunları
kalkandır sessiz karanlığıma süzülen tutaste
bırakılan her bir ağrı yük olur kulaçlarıma
tek gerçekliğinin izdüşümüne sarılırım bilonsa
kürelediğin bahar ansızın sıyrılır güneşimden
dağılır şafak, bir asır öncesinden fırlayıp
geceden kalma suskunluğun yansır gözlerime
eğrilen kirmen fırıldaklığında döndürülüp
bir akşamcı küstahlığı var ki üzerinde
ağlama duvarı can havliyle örter tülbendini
mührü pekiştirip yazarım sayfalarıma bilonsa
iyi geceler düşünde serer bahar fistosunu
yumuşak kahkahalar yansır yüzümün aynasına
sevgileri beleyen elin toplar tüm çiziklerimi
hareketlenir şah damarım sevdanın ikliminde
giderkenki ikindi, ardınsıra gölgelik bırakır
kekremsi bir tat dudağıma konuktur artık
ayak izindeyim, taşır mürekkebimi bilonsa
misafir tedirginliği üzerimde, yolcuyum
dağının doruğuna göz fırlatıldığından beri
postu serili yabanıl yanlarımla emeklerim
süzülür ırmağım sağım solum obruk
soğuklar öncesi biriktirseydim keşke ellerini
nasıl olsa götürecek deli poyraz sıcaklığını
kırç’a dönüşen beyazı cemreyle buluştur bilonsa
yarına dair verilen sözler yarım yamalak
hoyrat ürpertiyle sarılır tüm benliğim sana
azatlık sinende yüzyıla mahkum artık yüreğim
mezarcı sessizliğinde bekleyişim ondandır
diri duruşlarında kaybolur gri yalnızlığım
yıpranmış resimlerde buluşmanın hevesiyle
doksan dokuzuna yüz çevirip, sana geldim bilonsa
n bilonsa
a
m
r
ı
t / yar dibinde aşka
İlkay Coşkun
19.02.2012
Kayıt Tarihi : 19.2.2020 20:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!