Aklımın harcı değil
Laf anlatmak gönlüme,
Bilmez misin?
Ama titretir,
Bilmez gibi
Zaten
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
ben bilmem yanmayı, susmayı, susamayı, günü, güneşi, geceyi bilmem, yaşamaktır olasılığım aynıyı, sancıyı, acıyı....çok güzeldi inci'm, sevgiyle...
Bir kere daha geldim bu güzel ve derin şiire...
'Sarılmak değildir her zaman
Bazen, sonsuz uzaklıktır kavuşmak
Bilmez misin?
Bil, mem… '
Hele de bu sözler... Kitaplarca söze ne gerek?
Öyle güzel ki... Gönülden kutluyorum bu yüce yüreği...
Sevgiler... Hâlenur Kor
Yüreğiniz susmasın.
Şiir dilinizdeki ustalık,
sözlerin derinliği büyülüyor
okuyunca insanı.
Şiir yazmak çok yakışıyor size...
Tam puanımla kutluyorum sevgili İnci İnceer.
Her şey gönlünüzce olsun.
Selam ve sevgilerimle... Hâlenur Kor
Tam puan.
SONSUZ UZAKLIKTIR KAVUŞMAK…
“İhtişamı görmek için, bakışın muhteşem olmalı” diyor şaire, kendi profil sayfasında…
Aslında bizler muhteşem bakabilirsek, var olanların, yaratılmışların ihtişamını görmeyi becerebiliriz. Asıl, ihtişamlı yaratanın sonsuz ihtişamını da, kudretini de görebilir, anlayabiliriz.
Sarılmadan da kavuşmak… Dokunmadan dokunduğunu hissedebilmek, birlikte olmadan “bir” olduğunu, “biz” olduğunu yaşamak…
Çünkü çok sevilen, var olan, görülen ve hatta göremediklerimiz ancak varlığını hislerimizle anlayabildiklerimiz de dâhil, hepsidir kavuşmanın özü.
Yaşadığımız kâinatın içinde bizler sadece bir zerreyiz. Her birimiz gerek cismimizle, gerek ruhumuzla var olanın ve var edenin en küçük parçasıyız, sadece bir zerresiyiz…
O halde nasıl “O”ndan ayrı olabiliriz ki?..
Bilmem,
Bir miyiz, değil miyiz?
*
İnci Hanımın her bir şiiri, gerçekten bir insan gibi.
Adeta canlı…
Yaşıyor insan her bir dizede kendini. İnsan, dizelerde kendi duygu ve düşüncelerini buluyor… Soruyor, sorguluyor; düşünüyor, algılıyor ister istemez kendini.
Aslını, geçmişini, geleceğini, özünü soruşturuyor; zamanı, mekânı, insanı yargılıyor, her bir kelime, her bir dize…
*
Bir yanda akıl, bir yanda gönül.
Aklın da, gönlün de aracısı, beyan edicisi dil…
Dil: lafız, söz ve gönül değil mi zaten…
Ne çekiyorsak, ne yaşıyorsak dilimiz –söz ve gönül- belası değil mi, yaşadıklarımız ve çektiklerimiz…
*
Titreten de dil değil mi?
Gönül alanda dil değil mi?
Sarıp sarmalamanın ifadesi de dil değil mi?
Üstüne titrediğimiz, sevdiğimiz, koruduğumuz, kolladığımız, dil ile balladığımız ayrı; öfkeyle, hiddetle sesimize yüklediğimiz kızgınlıkla dile gelenlerin titretişi ayrı… Ancak ortak unsur dil.
Hayat da böyle değil mi?
Hep iki yönüyle; gerçeğiyle – hayaliyle, bedeniyle – ruhuyla, görüneniyle – görünmeyeniyle, insafıyla – acımasızlığıyla…
*
Sevmek akla bela, sevgisizlik kalbe - ruha bela…
Akıl da bizim, gönül de…
Lakin beden ve ruh gibi. Biri olmadan diğeri anlam bulmuyor.
Aklımızla ve gönlümüzle, bilerek ve isteyerek sevmek en güzeli değil mi?
*
Her ikisini de tarifsiz kullanabilirsek, her ikisini de çıkarsız ve içtenlikle değerlendirmeyi başarabilirsek, her zaman “bir” olur, “biz” olur, vuslatı yaşar insan; en uzaklıklarda, sonsuz gibi görünen uzaklarda olsa bile…
*
Kendi olabilenlerin yüzü, her daim güneşe dönüktür. Yüzleri aydınlık, gönülleri sımsıcak ve sevgi dolu…
İnsanca…
*
Takdirlerimle İnci Hanım.
Güçlü kaleminiz her daim var olsun.
Her daim yazın.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun efendim.
Dostça ve sağlıcakla kalınız…
02 Mayıs 2012
Hikmet ÇİFTÇİ
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Güzel duygular içeren ilginç anlatımlı şiirinizi kutluyorum.Selamlar.
İfade tarzınızla şiiri kaleme alışınız yine çok güzeldi, kutlarım...sevgiler...
Yazılım tarzı olarak çok güzeldi. Her kıtanın anlamı müthiş. Her zaman böylesi güzel şiirler okumak olası değildir. Tebrik ve takdirlerimle
Akıl ve gönül... Mantıkla aşk... Özlemle mesafe... Sarılmakla yanmak... Sevmekle tutku...
Uzatsak daha da... Varacağımız sınırda 'bedenle ruh...' Ortak nesnellikte 'somut ve soyut...'
Yaşamın mecrasından hareket ediyor şaire... Aklın gerekliliği kaçınılmaz ama 'gönüle hükmedemediği gerçeğini' kabulle... Şifre söz, 'Bilmez misin?' Tekrarlar ve başlık ile vurgulanıyor, 'bilinmesi' istenenler, izahında güçlük çekilenler...
Aşkın doğası ile mantığın 'acımasız yüzü' mutlak karşı karşıya gelecektir... Çözümü 'ortak duygulardır, bileşkelerdir...' Dildir, şiirdir anlatacak olan bu duyguları...
Şairenin titizlendiği nokta, 'kendisi olmaktan' çıkmama arzusudur... Buradan bakınca, son şiirimi anımsıyorum... İlişkilerin sağlıklı zeminde kalıp kalamayacağı, ne kadar 'kendimiz kalacağımızla' çok yakın ilgilidir... Bir ucu 'özgürlüğümüze' dayanır, bir ucu 'bizi biz yapan' değerlerimize...
Mükemmel bir ilişkinin varacağı nokta, 'iki kişiden bir kişinin çıktığı', sen ve benden 'Biz'e' dönüşüldüğü noktadır...
Şaire, duygu ve düşüncelerini kendisine özgü bir dille, hemen her şiirinde gördüğüm gibi 'düşünmeyi öne çıkaran' bir tarzla yazmış şiirini... Yumuşacık ve zarif...
İçtenliğimle kutluyorum İnci Hanım...
Beğeni ile okuduğum anlam ve duygu yüklü başarılı çalışmanızı canıgönülden tebrik ediyorum sn İnceer..
Saygı ile.. ve çok çok teşekkürlerimle..
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta