Nereye gittiğini bilip te nerede olduğumu bilmediğim bir gemideyim.Gidiyorum… Belki de gittiğimi zannedip.Sen de yoksun üstelik,belkide varsın ama göremediğim, duyamadığım, hissedemediğim,sensin en çok özlediğim…
Sana susamış,sana acıkmıştım.Elimden tutmana da alışmıştım, olmadığın halde.Ama belkide vardın,benim göremediğim bilemediğim yerlerde.Güneş kadar uzak yada ölüm kadar yakın bir yerde…
Kuşların şarkılar söylediği,umutların hiç bitmediği,gül ile bülbülün buluştuğu,hasretlerin bitipte mutluluğun başladığı yerde bekle beni.Seni her ne kadar göremesem,olduğun yeri bilemesem de,gözlerinden,sözlerinden,güzelliğinden bi-haber olsam da seni seviyorum…
Ve; yaşadıkça,aldığım her solukta,yanaştığım her limanda.tutunduğum her dalda, yaşadığım her mutlulukta,beraber olacağız sonsuza kadar seninle.Her ne kadar olmasan da aslında var olup.
Ve; seni her göremeyişimde,her bilemeyişimde,her serzenişimde,seni daha çok seviyorum…
Bilmesem de…
Bilmesen de…
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Lezzetli bir metin okudum. her şeyi tamam olmuş. belli ki usta bir kalem hazırlamış. tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta