Aşk baharım coşar da,
İlk ayazı solunur.
Sevgilinin, üşür de
Eli nasıl tutulur, bilmem ki...
Bülbülün dillerinde
Şen nağmeler dökülür.
Sevgilinin, güler de
Gözü nasıl öpülür, bilmem ki...
Gönlümün bahçesinde,
Papatyalar takınır.
Sevgiliye, dinler de
Şiir nasıl okunur, bilmem ki...
Dostlar derler düğünde,
Al kınalar yakılır.
Sevgilinin, gider de
Ardından nasıl bakılır, bilmem ki...
Zakkumlar geçilir de,
Mor sümbüller seçilir.
Sevgili, beğenir de
Derde nasıl düşülür, bilmem ki...
Dert bu yerden gitmeden,
Mısralara kazınır.
Sevgiliye, özlemeden
Şiir nasıl yazılır, bilmem ki...
Aşkım dile gelir de,
Hüznüm yola koyulur.
Sevgili de, sever de
Aşka nasıl doyulur, bilmem ki...
İkiyken bir olunca,
Derler arşa varılır.
Beden cansız kalır da
Kabre nasıl girilir, bilmem ki...
Kayıt Tarihi : 19.6.2008 19:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tolga Tan](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/19/bilmem-ki-41.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)