Aradı hep insanlık,
Ben neciyim? Nereden geldim?
Burada görevim nedir?
Nereye gideceğim? Giderken ne götüreceğim?
Ben neyim? sorusu'nun cevabın,
Vurdu başını bilgi kapılarına,
Yumdu gözlerini gerçeklere,
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bazen ben düşünürüm.. Sizde hiç düşündünüz mü?
Ya Korede doğsaydım
Ya da Avusturalya'da aborjin olarak
Veya, güney amerikada doğsaydım
Acaba, din kültürüm, tarih kültürüm, tanrı kültürüm böyle mi olacaktı?
O zaman, bu şiir içindeki,
Veda hutbesinden, kurandan, peygamberimizden söz edecek miydik?
Bizler gibi onlarda doğacaklar, yaşacaklar ve ölecekler.. Belki, bizim duyduklarımız hiç duymayacaklar.. Hiç bilmeyecekler.. Kaldı ki, biz kendi aramızdakilere duyaramıyoruz..
Ve onlar dünya nüfusunun % 80'i.
Hangi doğru yolda yürüyecekler?
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta