Bilmediklerim var,
koca bir gökyüzü gibi üzerimde,
ben hâlâ avuçlarımla
tek bir yıldız toplamaya çalışırken.
Bir nehirden su içtim,
sandım ki hayatı anladım;
oysa suyun kaynağında dağların
hiç görmediğim sırları vardı.
Bir ağacın gölgesine oturdum,
sandım ki köklerini tanıyorum;
meğer yerin altında
bin yıllık hikâyeler susuyormuş.
Bildiğim, bir avuç deniz kumu
her rüzgârda parmaklarımdan kayıp giden.
Bilmediklerimse,
okyanusun karanlık diplerinde
adını bile koyamadığım canlılar gibi.
Gözlerimin gördüğü
sadece perdenin önündeki sahneymiş,
perde arkasında binlerce rol,
binlerce yüz, binlerce hayat
sessizce sırasını bekliyormuş.
Ve ben…
kendi içime bile yabancı kalmışım bazen.
Gülüşüm bana tanıdık gelirken,
suskunluğum bambaşka bir dil konuşuyor.
Kalbimin içinde
henüz hiç açılmamış odalar var;
bazısının anahtarını kaybettim,
bazısını ise hiç bulamadım.
Bilmediklerim var
yollar var, ayak basmaya korktuğum;
şarkılar var, hiç duymadığım;
insanlar var, bir bakışla ömrümü değiştirecek,
ama hâlâ bir köşede bekleyen.
Ve öğrendim ki,
hakikat bir kitap değil,
her gün yeniden yazılan bir deftermiş.
Her cevabın ardında,
beni bekleyen yeni sorular varmış.
Her ışığın içinde,
karanlığın hatırlattığı gölgeler varmış.
Ben sadece
kendi cehaletimin kıyısında yürüyormuşum.
Ama belki de bilgelik,
okyanusun ortasında boğulmak değil;
susuz kalmamak için
bir damla bilginin kıymetini bilmektir.
Bilmediklerim var
ve iyi ki var.
Çünkü onların içinde
hala merak eden bir çocuk kalbim,
hala yolunu arayan bir yolcu ruhum,
hala hiç yorulmamış bir umut
yaşamaya devam ediyor.
Kayıt Tarihi : 20.8.2025 21:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!