Dün gece sana veda etim oğlum..
Kanıma bulanmış asfaltın tadı,
Senin o sayılı parmaklarının arasına bir nakış gibi işlendi adeta.
Dün gece sana veda ettim ben oğlum..
Hayatın tüm kahpeliğiyle yüzleşip,
Sana dair ilmek ilmek ördüğüm tüm hayallerimi,
İpi kopan boncuk taneleri gibi savurdum dört bir yana.
Dün gece sana istemeden veda ettim ben oğlum..
Tokat gibi çarptı o tüm yaşanmışlıklar.
Ben yine de senin hayalini kurdum
Ama..
Alamadığım kokunu adice dört bir yana savurdular.
Dün gece mecbur kaldım ben oğlum..
Çamuru, hiç doğmamış sana yapışırsa diye
Veda etmeye..
Dün gece vedaların en nefret dolusunu yaşadım ben oğlum..
Beyaza bulanmak senden daha cazip gelmedi hiç bana.
O ilk ağzından çıkan ^ben geldim^ haykırışına bulanmak istedim ben..
Olmadı oğlum.
Ben beceremedim bu dünyaya küçük bir adam getirmeyi..
Oysa sen adam adam olacaktın..
Sarıp sarmalayacaktın sana sadece şefkatle bakan bir çift gözü.
Ama benim yüreğim yetmedi be oğlum..
İliklerime kadar korktum senin de benim gibi nefesin kesilirse diye bu kanı bozuk dünyada.
Ben tüm nefesimle seni diledim.
Şimdi diyeceksin insan veda eder mi o zaman ?
Eder oğlum..
Bu dünya da adına yaşamak dedikleri eylemi gerçekleştiriyorsan eder.
Sen hiç bilemeyeceğim,
Kokusunda cenneti tadamayacağım,
Bağrıma basıp benim diyemeyeceğim,
Pamuk gibi parmaklarını öpemeyeceğim,
Hiç bilmediğim küçük oğlum..
Sen hep bilinmeyenlerde kal burası acı..
Affet.
Dün gece ne yazık ki ben sana veda ettim oğlum.
Kayıt Tarihi : 11.10.2018 16:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşanmışlıklarda kaybolan yaşanamamışlıklara..
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!