Uzaklardan bir ses çağırır beni,
Adı konmamış bir tutkunun gölgesinden.
Renklerin sustuğu bir akşam vakti,
gözlerim, dumanlı bir düşe yaslanır sessizce.
Çocuk seslerinin yankısı uzaklara karışır,
içimde sararıp kırışan anılar uyandırır kendini.
Bulutlar yarılır; her yağmur tanesi
susup içine attığım acıları taşır beraberinde.
Bir adımın geçer, izi havada kalır,
kelimelerin ise gecenin soğuğu gibi işler tenime.
Hakikat yük olur omuzlarıma,
uydurma bir söz bile ısıtırdı ruhumu.
Bir sis kuşağı büyülüyor şimdi gözlerimi,
Ardında saklanan hiçbir duyguyu istemiyorum artık.
Sözlerin, eskimiş bir yük gibi düşüyor omzuma,
ne gerçeğin ağırlığı,
ne yalanın sıcaklığı dokunsun bana.
Şairin ıslak gözleri yeter yağmurlarıma,
Aklımın rüzgârı Safran Esintisi oldu senli rüyalara karışıp
Tutunacak bir düş arar gecenin sol yanında,
Kalbim, adını fısıldamayan rüzgâra yaslanarak susar.
Ve ben,
yıpranmış sayfaları rüzgâra bırakırken
kendimi affetmeyi öğreniyorum sessizce.
Çünkü kimse yapmayacak biliyorum...
Kayıt Tarihi : 25.12.2025 13:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!