Kuytu bir köşede kalmış yalnızlığım. Boğuşurken benliğimin sessizliğinde, yıkanmış ruhumla dalgaların koynunda.
Ateşten bir yudum içtim, bu kadar ıslak değildi bedenim. Savaşırdım bilmecelerle, sevemezdim körpe vücudumun tütün kokusunu. Ardıma bakardım hep, birşeyler arardım. Sonra tekrar devam ederdim yola, ardımda bıraktıklarımla…
Kaybettiklerimi biliyorum. Biliyorum ki güneş, mavi değil aslında. Kırmızı değil gökyüzünün rengi. Parlamıyor aslında yıldızlar, biliyorum. Ve biliyorum ki, kendi gerçeğime dönemeden ölücem.
Görmüyor musun! Ruh bedenden ayrı düşünce başlıcak herşey, göreceksin. Bilmiyor musun! Akıttığın timsah gözyaşların hesabı sorulacak, bileceksin. Denizdeki maviyi, ağaçdaki yeşili duyacaksın. Aslında gerçek değildi hiçbir şey. Ve o kadar gerçekti ki herşey; hiç birimiz gerçeğimize dönemedik..
Hüzünle yıkandı mavinin suyu ve beyaza boyandı cesaretin menekşe kokusu. Geride kaldı çocuk düşler. Sevgi susuz kaldı yeşeren ırmaklarda. Umutsuz bekleyişin adı “aşk” oldu. İçimizde kurduğumuz tapınaklarda kaybolduk ve isyan ettik yalancı başlangıçlara.
Leyla MenteşeKayıt Tarihi : 7.3.2009 04:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu şiir değil, sadece deneme yazısı.
burası iyiydi
TÜM YORUMLAR (3)